Adanada durdurulan MİT tırlarıyla ilgili haber dizisi yayınlayan Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün tutuklanması ülkemizde faşizmin geldiği boyutu göstermektedir.
Tayyip Erdoğan seçimden önce açık açık söylemişti Can Dündar’ın tutuklanacağını. Seçimler bitti, G20 atlatıldı, hükümet kuruldu, talimat verildi ve Can Dündar ve Erdem Gül tutuklandı. Sadece bu bile, bu ülkede hukuk sistemiyle adalet kavramı arasında ne kadar büyük bir açı olduğunu gösteriyor. Bu ülkede savcılar var,ama adil soruşturma yok. Bu ülkede hakimler var ama adil bir yargılama yok.Bu ülkede bir hukuk sistemi var, ama adalet yok.
Gazeteciler, basın emekçileri, köşe yazarları üzerinde oluşturulan baskı ve terörün esas sebebi halka korku yaymak ve böylece halkın haklı mücadelesini engellemektir. AKP kendi iktidarını tehdit eden, AKP’nin çıkarlarına ters düşen tüm internet paylaşımlarını, haberleri halka saldırmanın gerekçesi haline getirmiştir. Bunun sonucu olarak da kişisel twitter hesaplarından, ulusal yayın yapan burjuva medyaya kadar herkesi hedef almıştır. Son olarak da Can Dündar ve Erdem Gül bu saldırılardan payını almışlardır.
Oligarşi’nin son yıllarda alabildiğine artırdığı yağma, talan ve sömürünün bir sonucu olarak halk giderek yoksullaşmakta ve çelişkileri giderek derinleşmektedir. Tek başına iktidar olmanın verdiği olanakları pervasızca kullanan AKP türlü hırsızlık ve yolsuzluklar tezgâhlamış, ihalelere hile karıştırmış, kendi zenginlerini yaratmıştır. Yağma ve talanı öylesine artırmıştır ki Cumhuriyet tarihi boyunca iktidara gelen hırsızların hepsini geride bırakmıştır. Çaldığı Minare o kadar büktür ki uygun kılıfı bulmak imkânsız hale gelmiştir, minare ortaya çıkınca da halka saldırmaya başlamıştır.
Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasının ardından şaşıranlar, “bu kadarına da pes” diyenler olmuştur. Şaşıracak hiçbir şey yoktur, seçimden önce ” bunlar iyi günleriniz” tehditleri bir yana sınıf mücadelesinin gereğini yerine getirmektedir AKP. Emperyalizmin yeni sömürgesi olan ülkemizde sömürü katmerli bir şekilde uygulanmakta, emekçi halklarımızın yaşamı giderek daha da zor hale gelmektedir. Dünyanın en pahalı benzini Türkiye’de satılmaktadır, gelir dağılımındaki adaletsizlikte Türkiye dünya 2.si olmuştur, 1980’den beri işçilerin toplam üretimden aldıkları pay giderek düşmektedir. Avrupa ülkeleri içerisindeki en düşük asgari ücret ülkemizde uygulanmaktayken, dolar milyarderi sayısı son 13 yılda 5’ten 32’ye çıkmıştır. Bu sömürüyü sağlamanın tek yolu baskı, şiddetle halkları sindirmektir. 19 Aralık’ta dönemin başbakanı Bülent Ecevit F Tipi hapishaneler politikasının gerekliliğini anlatırken “İMF programını hayata geçirmemiz için hapishaneler sorununu çözmemiz gerekiyor” demişti. O gün 19 Aralık katliamını uygulayanların gerekçeleriyle bugün gazeteci ve köşe yazarlarına saldıranların gerekçeleri aynıdır; halkı teslim almak!
Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanması tüm köşe yazarlarına ve aydınlara bir mesajdır. AKP adeta kesin sesinizi, yoksa hepinizin sonu Can Dündar ve Erdem Gül’e benzer demiştir tüm yazarlara ve aydınlara. Faşizm halkın tüm katmanlarını sınavdan geçirmektedir, Türkiye’deki aydınlar da Can Dündar ve Erdem Gül nezdinde sınav vermektedir. Şimdiye kadarki benzer sınavlardan başarısızlıkla çıkmış olan aydınlar 12 Eylül sonrasında, 90’ların 1000 operasyon süreçlerinde ve 19 Aralık’taki kadar korkakça davranmamalı ve faşizme teslim olmamalıdırlar. Can Dündar ve Erdem Gül nezdinde demokrasi güçlerine yapılan saldırıyı kınıyoruz! Can Dündar ve Erdem Gül derhal serbest bırakılmalıdır. Faşizmin saldırılarına karşı birleşelim, savaşalım, kazanalım!
KAHROLSUN AKP FAŞİZMİ!
CAN DÜNDAR VE ERDEM GÜL SERBEST BIRAKILSIN!
HALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ!
HIRSIZ KATİL AKP HALKA HESAP VERECEK!
TAYAD’LI AİLELER