Armutlu Direniş Günlüğü
- Ekip
- Gün (15 Ocak 2016/Cuma)
PSAKD, iki gün önce katil sürülerinin çadırımıza ve direnişimize yönelik saldırısını teşhir ve protesto etmek için Armutlu Cemevi’nde bir basın açıklaması yapacak. Sabah kalktığımız andan itibaren direnişe destek veren arkadaşlarımızla beraber temizlik yapıyoruz Cemevinde. Saat 12.30’da, basının da gelmesiyle beraber, Armutlu halkının da katılımıyla basın açıklaması başlıyor. Açıklamada, Kürdistan’da uygulanan halkı katletme ve ardından kentsel dönüşüm politikalarının hayata geçirilmesinden bahsedilerek, Armutlu’da da aynısının gerçekleştirilmek istendiği vurgulanıyor. Ne pahasına olursa olsun, Cemevimizin korunacağı sözü veriliyor. Cemevi’ne dönük katil polisin çeşitli spekülasyonlarının gerçeği yansıtmadığının kanıtı olarak basına Cemevi inşaatı ve çevresi gezdiriliyor. “Cemevinde silahlar saklanıyor, oradan çıkıp bize saldırıyorlar” demişti polis. Tüm gerçeği basın da görüyor artık. Yalanlarını boşa çıkarıyoruz… Basın açıklaması ve gezi ısı bittikten sonra herkes eline bir çadır malzemesi alıyor ve çadırımızı kurmak için çadır alanına doğru yola çıkıyoruz. Çadırı kurmamızın ardından 30 dakika geçmeden katil polisler geliyorlar. Bir TOMA, bir akrep, bir de U tipi akreple saldırıya geçen katil sürüleri, önce çadırın önünde duran bizlere tazyikli su sıkıyorlar. Bizi çadırın önünden söküp atamayan katiller, bu kez gaz bombaları ve plastik mermilerle saldırıyorlar. Bu arada bir AĞ direnişçisi yoldaşımız gaz kapsülüyle yaralanıyor. Dilek Doğan’ın annesi Aysel Anamız da tazyikli suyun ve plastik mermilerin hedefi oluyor. Katiller bir kez daha yıkıyor evet çadırımızı ama yenilmez irademizle bir kez daha tanışmış oluyorlar. Bu iradenin onlara hiçbir zaman teslim olmayacağına bir kez daha tanık oluyorlar. Çadırımız yıkıldıktan sonra yaralı arkadaşımızı ve Aysel Anamızı eve götürdük dinlendirmek için ve diğer arkadaşlarımız da Cemevine gittiler direnişimizi devam ettirmek için. Bir süre sonra Cemevine gelen bir U tipi akrepten inen katiller gerçek mermilerle bize saldırıyorlar. Sloganlarla karşılık veriyoruz katillere, içerdeki arkadaşlarımız da hemen dışarı çıkıyor ve topluca direniyoruz katillere karşı. Katiller, silahlarını üzerimize doğrultarak, “Hepinizi öldüreceğiz” diyorlar. Gerekli cevabı hemen alıyorlar bizden ve geri çekiliyorlar… Toplanıyor ve aramızda konuşuyoruz olanları. Sonra nöbetlerimize devam ediyoruz. Akşamüzeri bolca konuğumuz oldu. Önce Kamu Emekçileri Cephesi geliyor, ardından Bağcılar Karanfiller Kültür Merkezi… Sonra Gençlik Federasyonuna bağlı çeşitli illerden arkadaşlarımız geliyor. Nöbetimize Armutlu halkı da katılıyor gece boyunca…
- EKİP
- GÜN (16 Ocak 2016/Cumartesi)
Merhaba,
Bugün direnişimizin (3. ekip olarak) 11. günü. Arkadaşlarımız kahvaltı yaparken bizler gazetelerimizi okuyoruz. Etrafı düzenledikten, temizliğimizi yaptıktan sonra tabi. Aksayan programımızı bugün iradı olarak düzenleyeceğiz ve uygulamaya sokacağız. Bu doğrultuda önce kitle çalışması yapıyoruz, Armutlu halkına direnişimizin önemini, anlamını anlatıyoruz. Akşam projeksiyon aletini kurarak Meclis filmini izledik. Filmde, Çin Halk Ordusu faşist diktatörlüğe karşı direniyordu. Film bittikten sonra değerlendirme yapıyoruz film hakkında. Sonra da nöbetlerimize başlıyoruz…
- EKİP
- GÜN (17 Ocak 2016/Pazar)
Merhaba,
Bugün 3. ekip olarak direnişimizin 12. günü. Bugün sabah saatlerinde temizlik yaparak başladık güne. Sonrasında direnişimize destek olan arkadaşlarımız kahvaltıya geçtiler. Destekteki iki arkadaşımız mahallelerine dönecek bugün, onları yolcu ediyoruz. Sonrasında gün içindeki programımızı konuştuk ve zaman kaybetmeden uygulamaya geçtik. İki gün önce yapılan halk toplantısında kurulan komitelerden biri gelerek, kendi bölgelerinde toplantı örgütleyeceklerini söylediler. Akşam saatlerinde de Grup Yorum ve Korosu ziyaretimize geldi. Çaldılar söylediler, biz de katıldık onlara. İki arkadaşımızın mahalle girişinde yapılan GBT uygulamasında gözaltına alındığı haberi geliyor. Biri dövülerek bırakılıyor, diğeri ise mahkemesi var denilerek adliyeye sevk ediliyor. Grup Yorum ve Korosu 1,5 saatlik ziyaretini bitiriyor, onları uğurluyoruz… Sonrası malum, nöbet yerlerimize geçiyoruz…
- EKİP
- GÜN (18 Ocak 2016/Pazartesi)
Merhaba,
Cemevine geldik ve günlük gazetelerimizi okumaya başladık. Bu arada tabi diğer arkadaşlarımız da kahvaltılarını yapıyorlar. Günler boyu süren çadır direnişinin izleri var arkadaşlarımızın üzerinde. Kolay değil, onca gazın, bombanın, kürsünün, tazyikli suyun içinde dövüştüler katil sürüleriyle. Yıprandılar elbette. Uykusuzluk da cabası… En çok da bu uykusuzluk yıpratıyor insanı. Nöbet tutulması gerekiyor. Katiller her an saldırabilirler, başta çadıra, sonra da Cemevine, derneğe. Halkın ibadethanesine bile saldıracak kadar pervasız, korkak ve acizler çünkü. Tetikte olmak gerekiyor her daim. Arkadaşlarımız her şeye rağmen dimdik ayaktalar, coşku dorukta… Bugün Armutlu pek hareketli değil çünkü çadır kurma işine bir gün ara verildi, yarın kurulacak. Hazırlıklarımızı görüyoruz. Yarınki cengimize büyük bir moralle ve coşku içinde hazırlanıyoruz. Gün bitiyor ve herkes nöbet yerine gidiyor.
- EKİP
- GÜN (19 Ocak 2016/Salı)
Merhaba,
Sabah Cemevine geliş ve günlük gazetelerin okunması… Günümüz böyle başlıyor yine. Gündemden haberdar olmak gerekiyor. İnternet var ama gazeteden de öğrenilecek çok şey oluyor mutlaka, onun yeri ayrı… Çadır akşam 20.00’de kurulacak. Onun çalışmasını yapmak için hazırlanılıyor. El ilanları geldi. Esnaflara ve evlere bunların dağıtılması gerekiyor. İki ekip halinde esnaflara çıkılıyor önce. Ortalık bembeyaz. İki günden beri yağan kar her yani kaplamış çünkü. Ellerimizi ayaklarımızı hissetmiyoruz, o derece soğuk Armutlu… Girdiğimiz esnaflara çadırı bugün açacağımızı söylüyoruz; çadırın ne anlama geldiğinden, öneminden bahsediyoruz… Saat 20.00. Çadırımızı kurduk, önünde ateşimizi yakıyoruz. Soğuk dayanılır gibi değil ama biz halay çekiyoruz coşkuyla. Katiller gelip geçiyor akreplerle, taciz ediyorlar. Akrebin içinden çadırın ve bizim fotoğraflarımızı çekiyorlar. Sloganlarımızla katillere olan öfkemizi haykırıyoruz. Nöbeti dernekte ve çadırın önünde sürdürüyoruz. Soğuk gerçekten de tükürüğümüzü daha havadayken donduracak boyutta. Saat 23. sularında üç akrep, bir U tipi akrep ve bir TOMA ile geliyor katiller. TOMA’dan kaynar şu sıkıyorlar önce çadırın önündekilere. Azgınca saldırıyorlar. Plastik mermiler, gaz bombaları, ellerinde ne varsa kullanıyorlar ama biz KARARLIYIZ. Bu irade savaşını BİZ KAZANACAĞIZ! Çadırımızı gene yıkıyorlar ama nafile! Her gün kuracaeğiz ve zafer sonunda bizim olacak!
- EKİP
- GÜN (20 Ocak 2016/Çarşamba)
Merhaba,
Saat 09.00’da Cemevine geldik. Bugün tekrar çadırımızı kurmak için, Cemevinde nöbet tutan arkadaşlarımızla birlikte kapı çalışmasına çıktık. Saat 12.00’de çadırı kurmak için halkımızı çağırmaya gittik. Hava yine buz gibi, ellerimizi ayaklarımızı hissetmiyoruz. Hissettiğimiz tek şey KARARLILIĞIMIZ! Öfkemizi bileyliyoruz kavganın örsünde… Saat 12.00… Malzemeleri toparlayıp çadırı kurmak için yola çıkıyoruz ve çadırımızı el birliğiyle kuruyoruz. Çadır önünde dondurucu soğuğa aldırmadan, yoldaş sıcaklığıyla halaya duruyoruz atess başında. Katil sürülerinin tacizleri sürüyor tabi bu arada. Ayaklarımızı daha sert vuruyoruz onlar yanımızdan geçerken. Saat 13.30’da bir U tipi akrep, iki de diğer akrep olmak üzere üç araçla geliyor katiller. 15 gündür aç olan bedenimizle çadıra siper oluyoruz katıllere karşı. Akreplerden iniyorlar yüzleri maskeli olarak. Gözaltına almaya çalışıyorlar önce, başaramayınca geri biniyorlar araçlarına. Plastik mermi ve gaz bombalarıyla saldırıyorlar üzerimize. Cemevine geliyoruz. Çadırı yıkıyorlar tabi bu arada. Sonra bir kepçe ve ardında üç akreple gelip Cemevi etrafındaki barikatlarımızı yıkıyorlar. Cemevi önüne geldiklerinde sloganlarımızla püskürtüyoruz katılleri. Bir kepçenin Armutluya girmesi demek en büyük tehdit demek aslında. Bunu anlatmak için kitle çalışmasına gideceğiz. Toplanıp çıkıyoruz ama gaz bombalarıyla üzerimize saldırıyorlar. Katil sürülerinin dertleri çadırla değil, bizimle Armutlu halkı arasındaki bağı koparmaya çalışıyorlar. Başaramayacaklar! Kitle çalışmasını yapıyoruz. Saat 20.00’de halk toplantısına çağırıyoruz herkesi. Ve toplantımızı belirlediğimiz saatte yapıyoruz. Kitlenin az olması biraz moralleri bozuyor sanki ama havayı hemen değiştiriyoruz. Birken iki olmanın, çoğalmanın kendi ellerimizde olduğunu, umudun hiç yitirilmemesi gerektiğini anlatıyoruz. Sonra öneriler geliyor birer birer. Herkes çoğalmanın yolunu anlatıyor, umutlanıyoruz hep birlikte. Önce bölgelerde en sonunda da herkesin katılacağı genel bir toplantı ile herkesi bu sürece katma fikri ağırlık kazanıyor. Gece… herkes nöbet yerinde artık…
- EKİP
- GÜN (21 Ocak 2016/Perşembe)
Merhaba,
Cemevine geliyoruz. Saat 08.00. Nöbet tutan yoldaşlarımızla soğuk havaya aldırmadan sporumuzu yapıyoruz. Spordan sonra Cemevine geçip günlük programımızı örgütlüyoruz. Ardından günlük gazetelerimizi okuyoruz, bitirince de kitaplarımızı okumaya başlıyoruz. Saat 16.00’da Dilek Doğan için afiş ve özalıt çalışması yapıyoruz. Bu akşam Cem yapılacak Cemevinde. Saat 20.00’de cem için toplanıyor halkımız. Karar alıp biz de katılıyoruz ceme. Cem’den sonra da halkımızla oturup sohbet ediyoruz. Çadırımızı tekrar kuracağımızı söylüyoruz tekrar tekrar. Gün bitiyor. Biz de dinlenmek için evlere çekiliyoruz. Nöbet için arkadaşlar da nöbet yerlerine gidiyorlar.
- EKİP
- GÜN (22 Ocak 2016/Cuma)
Merhaba,
Bugün 3. ekip olarak açlığımızın 17. günü. Saat 09.00’da Cemevine geldik. Günlük gazetelerimizi okuduk. Programımızı oluşturduk. Program öncesinde, Armutlu’yu, yaşanan gelişmeleri konuştuk ve insan ilişkilerinde dilimize, üslubumuza, tavır ve davranışlarımıza dikkat atmemiz gerektiğini dile getirdik. Bugün esnaflarla bir toplantı yaptık. Toplantıda belediye otobüslerinin koyiçine, son durağa kadar gelmemesinin tek sebebinin polisin otobüs şoförlerini tehdit etmesi olduğu konuşuldu. Bugün 16.00’da çadırımızı tekrar kuracağımızı Armutlu halkına duyuruyoruz bu arada. Ve 16.00’da da çadırımızı kuruyoruz. Yoğun kar yağışı var. Halaylar çekiyoruz, sloganlarımızı haykırıyoruz.Katıller taciz etmekte gecikmiyorlar. İki akreple yanımızdan geçip gidiyor, bir süre sonra geri geliyor ve çadırın önünü boşaltmamızı istiyorlar. Sloganlarla karşılıyoruz bu “isteklerini”… Akrebi üzerimizie sürüyorlar, önüne geçiyoruz. Bedenlerimizle, taşlarla çadırımızı koruyoruz ama Akrep üzerimize gelmeye devam ediyor. Yetmiyor, gaz bombaları ve plastik mermilerle saldırıyor bize. Sembolik çadırımızı yıkamıyor Akrep. Sloganlarımızı haykırmaya devam ediyoruz. Kapıları açıp üzerimize ses bombası atıyorlar ama patlamıyor. Akrebin içinden el-kol işaretleriyle tehdit ve hakaret ediyorlar. Akrebin içinden çıkıp tekmelerle yıkıyorlar sembolik çadırımızı. Bu kadar aciz ve korkaklar… Üç tahta, bir avuç muşambadan deliler gibi korkuyorlar. Korkularını büyütmek boynumuzun borcu… Akşam 3. bölgede halk toplantısı yapılıyor. Toplantıya katılım iyi ve verimli geçiyor. Bedenlerimiz yorgun. Nöbeti olanlar nöbet yerine geçerken biz de dinlenmek için evlere çekiliyoruz…
- EKİP
- GÜN (23 Ocak 2016/Cumartesi)
Merhaba,
Saat 09.00’da Cemevine geldik. Geldiğimizde nöbet tutan arkadaşlarımız kahvaltı yapıyorlardı. Bizler de günlük gazetelerimizi okuduk. Saat 10.00’da toplu kitap okuma çalışması yaptık. Moskova Önlerinde kitabının korkuyla ve savaştan kaçmayla ilgili bölümü üzerine sohbet ettik. Akşamki toplantıyı örgütlemek için kitle çalışması yapılması gerekiyor. Bölge bölge paylaşıyoruz Armutlu’yu arkadaşlarımızla ve çalışmaya başlıyoruz. Hava yine buz gibi, tükürük donduran cinsinden… Ama bu hava bile içimizdeki coşkuyu soğutamayacak. Armutlu sokakları tanıdık adımlarla dolu, bir tanesini atlamadan geziyoruz her kapıda bir sohbet. Saat 13.00’te Cemevinde buluşuyoruz. Toplu dergi dağıtımına çıkacağız. Biraz dinleniyor sonra yine toplu olarak mahalleye tekrar dağılıyoruz, kapıları bu kez de dergilerini vermek için çalıyoruz halkımızın. İki saat boyunca dergi dağıtıyor sonra geri dönüyoruz. Saat 15.00’te Umudun Çocukları Orkestrası (UÇÖ) elemanları ve aileleri direnişimize destek olmak için ziyaretimize geliyor. Ufacık ellerde kocaman enstrümanlar, küçücük yüreklerde kocaman duygular. Türküden türküye güzel bir yolculuk yapıyoruz onlarla. Türkülerine eşlik ediyoruz büyük bir mutlulukla ve gururla. Yoksul halkımızın çocukları da müzikle ilgilenecek, onlar da orkestra kuracaklar, en büyüğünden. Müziği zenginlere bırakmayacağız. Bunun en büyük kanıtı da kanlı canlı olarak karşımızda duruyor işte. Gurur duymamak elde değil. Saat 17.00… Çadırı kurmaya gidiyoruz. Dedik ya her gün kuracağız, inat için değil, hakkımız olduğu için, haklı ve meşru olduğumuz için… Çadır kurduktan yarım saat sonra geliyor katil sürüsü. Bir de kibarlık yapıyorlar “Lütfen çadırın önünü boşaltın çünkü çadırı yıkacağız” diyorlar. İğrenç sesleriyle bile sınırımızı yerinden fırlatıyorlar. Sloganlarımızla karşılıyoruz biz de onları. Yol kenarına park etmiş araçların sahiplerini de uyarıyor, araçlarını zarar görmemesi için çekmelerini istiyorlar. Araçlar kalıyor curku sahipleri ortada yok. Gelen bir araç sahibine de aracını bu katillerin demesiyle çekmemesini buradaki direnişin onun da direnişi olduğunu söylüyoruz. İkna oluyor bırakıyor aracını çadırın hemen önünde. TOMA yanaşıyor çadırın önüne ve tazyikli suyu sıkıyor çadıra ve önündeki arkadaşlarımıza. Suyu yedikleri halde ajitasyona devam ediyor arkadaşlarımız. “Ne kadar saldırırsanız saldırın, ne kadar yıkarsanız yıkın bu çadır her gün buraya kurulacak” diyor arkadaşlarımız sırılsıklam oldukları halde. Soğuk amansız bu arada, zaten durulacak gibi değildi üstelik şu an ıpıslak durumdalar ve titredikleri halde direnmeye devam ediyorlar. İlk saldırıda iki arkadaşımız yerlerde sürüklendiler çadırlma birlikte ve yaralandılar. Buna rağmen dimdik ayaktalar. Çadırı tekrar dikiyorlar ve çakıyorlar tahtalarını. Bu kararlılık karşısında çıldırıyor katiller. İkinci kez geliyor TOMA ve bir kez daha sürükleniyorlar arkadaşlarımız çadırla birlikte. Ayağa kalkıyorlar ve bir kez daha çakılıyor çadırın tahtaları. Bu arada Cephe milisleri akreplere ve TOMA’ya yönelik eylemler yapıyorlar. Parça tesirli bombalarla, ses bombalarıyla, molotoflarla saldırıyorlar. Korkudan panikliyor katiller. Gelip geçen araç sürücülerine kızıp duruyorlar. Sokak aralarına dalıp milisleri yakalamaya çalışıyorlar ama bu sokakları onlardan çok daha iyi biliyor milisler. Gaz atıp mahalleyi gaza boğmaktan başka bir şey yapamıyorlar. Uzun süre çadırın önünde bekliyoruz, sloganlar atıyoruz… Soğuk artık dayanılmaz hale geliyor. Yaralı iki arkadaşımızın durumu iyi değil. Cemevine geliyoruz. Bugün direniş olarak yeni bir sayfa açılıyor, üç kez arka arkaya kuruyoruz çadırımızı aynı gün içinde. Bu da zafer değil de nedir? Biz böyleyiz işte, sözümüz namus, tutacağız mutlak. Çadırı buraya kalıcı olarak dikeceğiz. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi’nin düzenlediği Uluslararası Hapishaneler Sempozyumu’na konuk olarak gelen Uluslararası heyet, direnişimizi selamlamak için yanımıza geliyor. Onlara teşekkür ediyor ve son süreci anlatıyoruz. Sorular soruyorlar, çoğu bizi kendi ülkelerinden tanıyorlar zaten. Oradaki tutsaklarımızı ziyaret eden bile var içlerinde. Epey uzun sürüyor bilgilendirmelerimiz. Sonra Dilek Doğan’ın ailesini ziyaret etmek istiyorlar. İki arkadaşımızı yanlarına refakatçi olarak veriyor ve onları yolcu ediyoruz. Artık gece yarısı oldu Armutlu’da da…. Nöbeti olan nöbet yerine geçiyor, biz de dinlenmek için evlere çekiliyoruz.