Can Dündar’ın Tutuklanması IŞİD’e Verilen Desteğin İtirafıdır!
Katletmek Serbest, Gerçeği Yazmak Suç!
AKP’nin Baskı ve Katliam Yasalarına Karşı Basın Meclislerinde Örgütlenelim!
AKP iktidarı, halkın öne çıkan aydın, demokrat ve devrimci kesimlerini katlederek, tutuklayarak, örgütsüz-savunmasız bırakarak susturmaya, dizginlemeye çalışıyor. Basın emekçileri olarak son 6 aya baktığımızda katliamların gazete manşetlerine sığmadığını, kitlesel tutuklamaların gittikçe genişletildiğini, her türlü muhalefetin çeşitli yöntemlerle bastırıldığını görüyoruz.
Geçtiğimiz günlerde Can Dündar’ın tutuklanması, ardından Tahir Elçi’nin sokak ortasında öldürülmesi AKP saldırganlığının artık önündeki en ufak engeli dahi un ufak etmeden yoluna gitmeyeceğinin göstergesi.
Can Dündar’ı hedef yapan, tutuklattıran haber; AKP’nin IŞİD isimli katil sürüsüne verdiği açık desteğin kanıtlanması, bilinen bir gerçeğin körlerin gözüne dahi sokulmasıydı. Aylar sonra gelen tutuklama kararı ise intikam operasyonlarının başlangıcı. Ve her ilerleyen gün halka düşmanlığın daha da katlanacağının göstergesi. Can Dündar ve Erdem Gül’e verilen bu ceza, savcı tarafından AKP’nin IŞİD’le ilişkisinin itirafıdır, çünkü tırlar dolusu giden silah, “ifşa edilen devlet sırrı”dır. Bu sırları ortaya çıkaran fotoğrafların davacısı-takipçisi ise Tayyip Erdoğan’ın bizzat kendisidir. Gözdağıyla, korku dağlarıyla gerçekleri gizleyemediklerini gördükleri için de bugün hem tutukluyor, hem katlediyor AKP iktidarı!
Her türlü kontrgerilla yöntemleri kullanarak katletmek serbest, yazmak suç; tırlar dolusu silah gönderip IŞİD’e destek vermek serbest, fotoğrafını yayınlamak suç, evin önünde hamile kadınları, 35 günlük çocukları katletmek, cenaze vermemek serbest, hesabını sormak suç!
30 tutsak ve yüzlerce işten atılan gazeteciyle, kapatılan internet siteleriyle Türkiye basın özgürlüğünü ayaklar altına almakta hiç bir ülkeden eksik kalmıyor. Basın emekçilerinin örgütsüzlüğünden güç aldıkça AKP daha çok tutukluyor, daha çok işten atıyor, daha çok dergi ve gazete bürosunu basıyor. Yetmediğinde kontrgerilla yöntemleriyle halkı dipsiz bir korkunun içine sürüklemek istiyor.
Halkın gerçekleri bilme, haber alma hakkını savunan her basın emekçisi bu saldırılar karşısında taraf olmak, örgütlenmek zorunda. Basın emekçilerinin örgütsüzlüğüdür bugün AKP’yi bu kadar pervasızlaştıran, rahatlıkla katliam yapmaya, sonra da suçu katliamı teşhir edenlere yıkmaya iten!
Basın emekçileri susarsa, halk dilsiz kalır! Bizim kalemimiz kırılırsa, iktidarın kılıcı konuşur! Bugün her bir basın emekçisinin halka karşı tarihsel sorumluluğudur gerçekleri yazmak için, halkın haber alma hakkını sağlayabilmek için örgütlenmek ve direnmek. Bizi işsizlikle, tehditle, hakaretle, korkuyla susturmaya çalışanlara karşı örgütlenelim! Biz örgütlendikçe, kalemimiz, yüzümüz medya patronlarına değil halka dönecek. Bunun için direndiğimiz zaman ancak insan gibi yaşayabilir, emeğimize sahip çıkabiliriz.
Gazeteciler, tüm basın çalışanları, önce halka, sonra da kendi vicdanlarına karşı sorumludur. Katliamların, elimizden çalınan yıllarımızın hesabını sormak için basın emekçileri meclisinde örgütlenelim. Bizim örgütlü gücümüzle ancak gerçekleri yazabilir ve insanca yaşayabiliriz!
Basın Emekçileri Meclisi
29.11.2015