Senin gözlerinden
bakıyoruz şimdi hayata
önce evlatlarını sonra
düşüncelerini sahiplenen
bir babanın onuruyla.
Ve baba kimdir derlerse,
o anıtın önünde anıt gibi duran
o beyaz sakallı, o bilge insanı
gösteriyoruz odur baba diye.
Ne istiyor o baba?
Çok korkunç bir şey istiyor aslında
evlatlarının kemiklerini, dişlerini.
Siz verin ben birleştiririm diyor
düşünceleri ile bütündü onlar.
Göz bebeklerinden başlarım birleştirmeye,
inançlarından tanıyorum onları.
Ellerimle büyüttüm biliyorum.
Alçakça parçalayıp yaktınız.
O ateşi yüreğimde söndürdüm ben.
Kaç parçaya da bölşeniz,
inançları kadar güzel olan gülümsemelerini bozamadınız.
Biliyorum, gülümsüyorlar bir yerden.
Ve mezar taşları gülümseyecek Anadolu halklarına
sizin için ey halk diyecek.
Bundan korkuyorsunuz.
Bin parçaya da bölseniz
verin evlatlarımı biz birleştiririz onları.
Bir bebek çığlığında bütünleşir bedenleri
yeni bedenlerle devam ederler yollarına.
Binlerce, milyonlarca şahana gebe Anadolu.
Bu doğum sancısı düşük yapsın diyedir tüm zulmünüz.
Asla doğuracak Anadolu binlerce çayanı
ilk çığlığında titreyeceksiniz.
İşte bundandır mezar korkunuz
evlatlarımı istiyorum!
Siz parçalayıp kaybettiniz diye kaybolmadı onlar
ben o kemiklerin de babasıyım.
Ve alacağım evlatlarımı
açlığımı andım.
Ve kazanacağımızın garantisidir
o kemikleri tek tekte olsa toplayacağım.
Milyonların bedeninde birleşecek evlatlarımızın bedeni
her yeni doğan bebeğin bedeninde.
Fabrikada, tarlada, okulda, sokakta
isyan eden her yürekte o kemikleri göreceksiniz.
Alacağız evlatlarımızı, vereceğiz evlatlarımızı
sıkılı yumruklarına..