Kemal’den Murat Çayan ve Serdara
25- MAYIS
Sabahtan Seyit Rıza meydanına gelirken biz arabayı beklerken araba gelmedi hangi arabayı ayarlasak faşistler ( polisler ) tehdit ediyorlar araba sahipleri cayıyorlar en sonunda ben avukatımıza telefon ettim ve oda vali yardımcısına telefon etti. Sonra bir araba geldi. Biz yola devam ettik ve yanımızdaki panzer bizi takip etti. Dersim çıkışına geldiğimiz de bizi GBT kontrolüne tabi tuttular. Avukatlarımız Oya Aslan ve Engin Gökoğlu bu duruma itiraz ettiler. Hozat’a geldik. Hozat’ın girişinde tekrar kimliklerimizi almaya çalıştılar avukatlarımız itiraz etti. Hozat’a girdik ve Hozat Cemevi’ne geldikten sonra telefon ettik. Cenazelerimizi Hozat Cemevi’ne getirip bize teslim ettiler. Cenazelerimizi akşam 17.35 de defnettik sonrasında kabristanın etrafını ve Cemevi’nin etrafını özel harekât ve sivil polisler sardılar ve bizim yanımızdaki insanları taciz ederek kimlik kontrolü ve arama yapmak istediler. Biz ve avukatlarımız buna itiraz ettik ne kimlik kontrolüne nede aramaya izin vermedik akşam misafir olacağımız evlere dağıldık.
26- MAYIS
Sabah Cemevi’nde bir araya geldik. Yemek için hazırlıklar yapıldı. Öğlen yemeğimizi verdik. Yemek sonrası Aysun Saban’ın ailesi ve Leyla Aracı’nın ailesiyle birlikte mezarlıkta anmamızı yaptık. Sonrasında arabalara binerek Elâzığ havaalanına geldik. Uçakla İstanbul’a geldik havaalanında bizi TAYAD’lı aileler ve gençler karşıladılar. Hep birlikte Çayan mahallesine geldik. Çay bahçesinin önünde bizi TAYAD’lı aileler ve gençler karşıladılar havai fişekler atarak direnişi kazanmamızı kutladılar. Bende o güzel ve değeri biçilmeyen sevincimle ve şehitlerimizin diyarından sevgilerimi ilettim ve sonra eve geldik. Nezahat bu güzel bacımızın değerli bacımızın evinde misafir olduk. Ben kızım Beyhan refakatçım Ramazan birlikte kaldık
27- MAYIS
Saat 11.00 da Çapa Tıp Fakültesi Hastanesine avukatım Oya Aslanla beraber geldik. Orada muayene oldum ve hastaneye yatırıp kan aldılar. Sonrasında kahvaltı geldi. Ben bir çay alıp içtim, sonrasında hazır bir şurup alıp içtim, bir bardakta hoşaf aldım. Yanımdaki refakatçı Ramazan’dı. TAYAD’lı bir anne ve diğer TAYAD’lılar, Halk tiyatrosu hocası yanıma ziyarete geldiler. Beyhan kızımla beraber yanıma ziyaret etmek için bu güzel insanlar ve bu güzel insanlara minnet duygularımı ilettim, minnettarım.
İstanbul Çapa Hastanesi’nden Dersim’in havasını özledim. Seyit Rıza’nın Parkı’ndan Munzur’un o akan şırıltısı insana şiir gibi gelir. Dersim sen ikinci bir destan yazmaktasın şu an bir daha bana abducedimi hatırlattığın için sana minnettarım. Dersim sen bana böyle bir destan oluşun bana böyle bir cesaret verdiğin için, bugün üçüncü gün kızlarım Gülseren ve Güler ve oğlum Barış daha beni arayıp beni sormadılar. Benim evlatlarım böyle olmamalıydı. Ben Dersim’de beş ay kaldım, bu üç kişiyle ben. 90. Gün açlık orucundaysam yine bir gün sormadılar beni evlatlarım böyle olmalıydı sadece de oğullarım Çayan ve Murat bu ikisi cihana nam saldılar. Onlarla gurur duydum, onlarla dal verdim sonra da evlatlarım Mahir, Beyhan ve Haydar ve Ayhan ve Seyhan bunlar kardeşleri Çayan ve Murat’la gurur duydular. Bunlar da benim evlatlarım ve ben de bunlardan gurur duydum. Bu şehitler ölmezler kalbimde yaşıyorlar Çayanlar.
Serdarlarla herkes gurur duyarlar. Saat 5.32’de avukat Ebru ve yanında Yeter Görkem’le beraber beni ziyaret ettiler. Daha sonra saat 6.30 avukat Oya Aslan’da kardeşiyle beraber ziyarete geldiler. Yine ben ve Ramazan beraber kaldık.
Saat 7.30’da Murat Açıkalın isimli arkadaş yanıma refakatçi olarak Çayan Mahallesi’nden refakatçı olarak geldi. Ramazan da eve gitti istirahat etmek için. Bu güzel insanlarımız varlar bu değerli insanların değerli insanımız varsalar aynı hastane odasından bir hasta vardı. Ve cansız ağır bir hastaydı. Karısı ve kızları ve oğlu yanı başındaydı. Benim bir kızım ve bir oğlum yanıma gelip de gidiyordu ve yoldaşlarım ve avukatlarım Tayad’daki Çayan Mahallesi’nin ve Okmeydanı ve Sarıgazi yoldaşlar beni hiçbir zaman yalnız bırakmadılar ve ben onlardan minnet duyuyorum.
29 MAYIS
sabah ben ve Çapa Hastanesi’nde doktor geldi ve hastalığımı sordu. Ben de açlık orucunda olduğumu söyledim ben ve Murat Açıkalın beraber hastaneden bu güzel insanlar vardı. Çayan’dan Tayad’lılar ve tüm yoldaşlarım İstanbul’dan her taraftan yanıma görüşmeye gelenler ve telefondan soranlar çok oldular. Bu güzel insanlar saat 14.30’da Doktor Hakan Bey asistanıyla beraber yanıma geldiler ve hastanedeki doktorlarla buluştu ve bilgi aldı ve daha sonra avukatım Oya Aslan geldi. Durumumu öğrendi. Daha sonra da İlyas ve kızım Beyhan geldiler beni gördüler, gittiler. Saat 15.20’den yeni destekçi bir kızımız hemşirelik okuyan bir güzel kızımız geldi beni ziyaret ettiler. Böyle güzel insanlarımız ve değerli insanlarımız varlar. Onlara minnet borçluyum. Dersim’den buralar kadar sevilen bu yavrularım onlarla gurur verici şeyler onlarla onur duyuyorum. Onları yüceltmek benim boynumun borcudur. Onları için uğraşmak Boynumun borcudur. Onlara şaha kaldıracağıma söz veriyorum. Onlar bizim Şahanlarımızdır ve bizim şehitlerimizdir.
Daha sonra saat 16.10’da Nagehan ananın kızı Çapa hastanesine gelen Merve Kurt bu güzel değerli insanlarımız vardır.
Pazartesi günü saat 17.35’te yanıma gelen Adalet Okulunun talebeleri benim yanıma kendileri gibi güzel ve değerli çiçeğiyle beni ziyaret ettiler. Sonra Nagehan ananın kızı Merve de kendi gibi güzel ve değerli çiçeğiyle beni ziyaret etti ve sonra vedalaştı gitti.
30 MAYIS
İstanbul Çapa’da saat 12.25’ten itibaren güzel değerli kızımız yanıma geldi, beni ziyaret etti. Vitamin ilacı yazdırdı ve aldı.