Dilek Doğan 40 Yemeği
http://https://www.youtube.com/watch?v=5829tWPLuLI&feature=youtu.be
Sabah 08.00 itibariyle Büyük ve Küçük Armutlu girişleri pankartlar ve flamalarla süslendi. Cemevi bahçesi ve çevresi “DİLEK DOĞAN ÖLÜMSÜZDÜR” , “ADALET İSTİYORUZ ALACAĞIZ” , “DİLEK DOĞAN İÇİN AÇLIK GREVİNDEYİZ” , “DİLEK DOĞAN’IN HESABI MAHŞERE KALMKAYACAK” , “DİLEK BU MAHALLE’DE DOĞDU BU MAHALLEDE BÜYÜDÜ SİZ DE AÇLIK GREVİNE KATILIN!”, “ANALARIN ÖFKESİ KATİLLERİ BOĞACAK” yazılı pankart ve ozalitlerle donatıldı. Dilek Doğan’ın fotoğrafının bulunduğu köşe karanfillerle süslenip, hazırlandıktan sonra yemek için halk ile beraber masa ve sandalyeler dizildi. Dilek’in 8 günlük yaşam mücadelesi boyunca ve sonrasındaki gelişmeleri anlatan fotoğraf sergisi kuruldu. Yemek saatinin yaklaşmasıyla çoğalan halka devlet terörüne karşı üst araması yapıldı.
Saat 12.00’de hastane önündeki, cenazenin kaldırılması ve Maraş’taki süreç ile fotoğraflarının bulunduğu yarım saatlik sinevizyon gösterimi gerçekleştirildikten sonra program başladı.
Dilek Doğan ve tüm devrim şehitleri nezdinde 1 dk lık saygı duruşu yapıldı. Saygı duruşu esnasında Can Yücel’in şiiri okundu. Halk Cephesi adına konuşma yapıldı. Konuşmada Dilek Doğan’ın neden katledildiği, O’nun yoksul bir mahallede olduğundan katledildiğini duyuran Halk Cephesi sözcüsü, hesabının mahşere kalmayacağını, bir değil bin kez de öldürülsek hesabının sorulacağını vurguladı.
Dilek Doğan’ın babası Metin Doğan, yas tutmayacaklarını, kızının bilinçli olarak hedef gösterildiğini her şeyin açık olduğunu, katillerin cezalandırılması gerektiği üzerine açıklamada bulunduktan sonra söz alan Abisi Emrah Doğan ise yaptığı konuşmada “Biz yoksul, emekçi insanlarız, haksızlık ve adaletsizlik karşısında boyun eğmeyeceğiz, hesap soracağız yas tutmayacağız. Biz ölümden korkmuyoruz!” dedi.
Can Yücel’in bir şiirinin daha okunmasının ardından Dilek için yazılan bir şiir okundu. Tutsak ailemizden Nadire Çelik anamız Dilek için duygularını paylaşıp öfkesini dile getirerek şunları söyledi:
“Armutlu bir tarihtir. Baskılarla zulümlerle, işkencelerle acılarla gelmiştir bugüne kadar. Armutlu’yu katillere vermeyeceğiz! Dilek kızımız katledilmeden iki ay önce sabaha karşı 3 ev basıldı. Bu yaşanacak olanların göstergesiydi. Evlerimiz basılıyor. Uykunun arasında, özel timleriyle gecenin bir yarısı halde tek başınasın. O anki psikolojiyi bir düşün; bu baskı bizi yıldıramaz. Armutlu halkı bu zulümleri çok yaşadı.
Bu topraklar halkın kanlarıyla sulandı. Saçlarımız yolundu, gömleklerimiz parçalandı. Dilek ölmedi ölmez! Er geç katiller döktüğü kanda boğulacaklar! Bu toprakları bize dar edenler utansınlar…
Bir gün gece yarısı kapım çalındı:”kimsiniz?” , “Biz polisiz aç kapıyı! işimiz var… bu gece yarısı seni almaya geldik” dediler. Evin etrafını sarmışlar, kapıyı kırıp aldılar götürdüler beni. Sorguya aldılar, “en güzel yerde oturuyorsun yine de devlete karşı çıkıyorsun. Bak bana ben kırk bir yaşımdayım bir evim bile yok, sabahtan akşama kadar üç gündür kafamı yediniz”. Ben de demi ki : ‘Senin sevdiğin devletin sana bir ev verseydi. Aslında bu topraklarda hepimize ev verirdi devlet, aslında haklı olsaydı. Hiç kimse aç açıkta kalmazdı o zaman .” dedim. Yıkıma geleceklermiş buraya… Beş bin polis 1500 zabıta ne demek? Gelip katliam yapacağız; aşınızdan ekmeğinizden edeceğiz sizi, nerde kalırsanız kalın demek. Burada sözümü bitiriyorum. Dilek kızıma selam olsun …”
Nadire Ananın konuşmasının ardından halkla beraber “bize ölüm yok “marşı ile yemeğe geçildi. Aralıksız devam eden yarım saatlik sinevizyonda halk gözyaşlarını tutamadı.
Yemek süresince normalde karakolun etrafından hiç eksilmeyen zırhlı araçlardan hiçbiri karakolun önünde yoktu.
Saat 15.00’te ise kitlesel halde pankart ile Adalet Çadırı’na yürüne halkla beraber, meydana kadar geçip burada basın açıklaması yapıldı.33 günlük açlık grevi sonunda yeni ekibin açlık grevini devralmasıyla yeni ekip de duygularını paylaştı. Açlık Grevini devralan yeni ekip “adalet bayrağını devraldık, gerekirse ölümü de göze alırız…” açıklamalarını yaptıktan sonra alkış ve sloganlarla program sona erdi.