Esra ve Sultan Özakça’dan: Katliam Çağrılarına Zorunlu Açıklama
Tarihi günlerden geçiyoruz. Tüm tehdit ve karalama kampanyaları arasında 111 onurlu aydın, Nuriye ve Semih’in çalışma hakkının iade edilmesi için haykırıp imza atıyor. Bunun karşılığı ise gecikmiyor; bakanlıkça tehdit oluyor. İmza metninden yeni haberi olan aydınlar ise yapılan tehdide boyun eğmeyerek yeni imzalarla cevap veriyorlar. Büyük onur duyuyoruz. Öte yandan ise “bırakın” çağrıları yetmiyor, iktidara akıl verir gibi “zorla müdahale” çağrısına varan açıklamalar yapılıyor. Bugün bu söylemlere yanıt vermek zorunluluk oldu. Her şeyden önce Nuriye ve Semih’in yaşamasını en çok bizler istiyoruz. Aileleri, dostları ve sevenleri. Kendileri de işlerine döndüğü anda açlık grevi eylemini bitireceklerini söylüyorlar. Dün annemle birlikte, evvelsi gün internette gördüğümüz zorla müdahale çağrısı yapan ‘aydın’ımızı, üzüntülerimizi iletmek ve bu açıklamanın aslında neye denk düştüğünü anlatmak için aradık. SÖZLERİMİZİ DAHİ BİTİRMEMİZE MÜSAADE ETMEDEN, TELEFONU YÜZÜMÜZE KAPATTI. Çok hassas ya aydınımız! Eşinin, oğlunun 112 gündür eriyen bedenini izleyen iki kadından daha hassas!
Nuriye ve Semih haklı, biliyor. Ama elini taşına altına koymak da istemiyor. İktidara dönüp VERİN BUNLARIN İŞİNİ demiyor, diyemiyor! Çünkü kolay olan Nuriye ve Semih’e saldırın demek. Bir yandan ölüm oruçlarından dem vuruyor ama zorla müdahale çığırtkanlığı yapıyor! Bir cinayet girişimi olan zorla müdahalenin ne demek olduğunu bilmiyor mu? Tekrar hatırlatalım, eşim Semih ve akademisyen Nuriye ölüm orucunda değil açlık grevindeler. Bu eylemi ölmek için değil, işlerini geri almak için yapıyorlar. Tarih Nuriye ve Semih’e sahip çıkanları bir yana koyacak, bu korkunç çağrıyı yapanları bir yana… Ailelere çağrı yapıp telefonu yüzümüze kapatan ‘aydın’a soruyoruz, ölüm sınırına gelecek aşama sizin mi umurunuzda? Nuriye ve Semih’in bu aşamaya gelmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Kimse onların su gibi berrak bilinçlerinin kapandığını göremeyecek. Bir kez daha ifade edelim, Nuriye ve Semih derhal işe iade edilsin. Açlık grevi de son bulsun. Biz onlara daha fazla zarar gelmeden derhal haklı taleplerinin yerine getirilmesi için ne yaparız diye düşünüyor, ona çabalıyoruz. Gerçekleşmesi çok basit taleplerini hep birlikte dile getirip, duymaz kulaklara ulaştırıyoruz.
Nuriye ve Semih’i düşünmek bu talebi haykırmaktır. Aksi, başkalarının işine yarayacaktır.
Sevgiler…