Son günlerde ülkenin dört bir yanından, AKP’nin örgütlediği, Kürt halkına yönelik resmi veya sivil faşist, ırkçı, şoven saldırı, ölüm ve linç haberleri geliyor. Ülke adeta yangın yerine dönmüş durumda. Dün Dağlıca’da askerlere, bugün Iğdır’da özel harekât polislerine yönelik silahlı eylemlerin ardından son yirmi dört saat içinde yaşananlara, polis destekli faşist güruhların gözü dönmüşlüğüne bakılırsa adeta toplu katliam provaları yapılıyor.
7 Haziran seçimleri öncesi ve hemen ardından estirilen “demokrasi” rüzgarlarının yerinde yeller esiyor bugün. Şimdi adeta ilan edilmemiş bir savaş yaşanıyor ülkede. Savaşın bir tarafında ABD emperyalizminin tam desteğini alan AKP ve onun kışkırttığı gerici güçler; öbür yanında başta Kürt halkı olmak üzere tüm ilerici, devrimci, demokrat yurtsever halk güçleri var. Kısaca AKP halka karşı açık bir savaş başlatmış ve bu savaşta tüm gerici güçlerin ve şovenist kışkırtmaların etkisinde kalan halkın önemli bir bölümünün de desteğini almış durumda.
Özel Harekat Timleri adını verdikleri ölüm mangalarının Kürdistan’da halka yönelik saldırıları, Mersin’de Kürdistan illerine giden otobüslerin taşlanması, HDP binalarının polis gözetiminde taşlanması hatta yakılması, Konya’da mevsimlik Kürt işçilere, Ankara’nın Beypazarı ilçesinde ve daha pek çok yerde Kürtlere yönelik linç manzaraları, İstanbul’da bir gencin telefonda Kürtçe konuştuğu için bıçaklanarak öldürülmesi, Hürriyet Gazetesi binasının AKP’li güruh tarafından ikinci kez basılması ve daha pek çok olay son yirmi dört saat içinde basına yansıyan saldırılardan yalnızca birkaçıdır.
Son gelişmeler, yaşanan son saldırılar AKP’nin halka karşı başlattığı savaşın her geçen gün daha da büyüyeceğini gösteriyor. Bu saldırılar yalnızca savaşın büyüyeceğini değil oligarşinin ve AKP’nin krizinin daha da derinleştiğini gösteriyor. Kriz o kadar derinleşmiştir ki, burjuva medyanın “amiral gemisi” olarak bilinen Hürriyet Gazetesi ve onun da içinde yer aldığı, oligarşinin önemli isimlerinden Aydın Doğan’a ait Doğan Medya grubu da saldırıların hedefi konumuna getirilmiş durumda. AKP’nin en yetkili isimleri “dağdakileri, sokaktakileri temizlemek yetmez, plazalardakileri de temizlemek gerekir” diyerek oligarşi içi savaşın büyüklüğünü, krizin derinliğini de ortaya koyuyor.
Oligarşinin büyüyen krizi savaşın da büyümesi demek. Ve büyüyen bu savaş tüm Türkiye halkları için daha fazla kan, daha fazla ölüm, daha fazla acı demek… Büyüyen bu savaş karşısında biz de tüm halk güçleri olarak dayanışmayla gücümüzü büyüteceğiz. Saldırılara karşı direnmek, daha güçlü bir birliktelikle karşı koymak zorundayız. Geçmişin deneyimi bize bunu göstermektedir. Bu saldırıları püskürtmenin, demokratik kazanımları korumanın ve yenilerini kazanmanın başka yolu yoktur.
Anadolu topraklarında, Türk, Kürt, Çerkez, Ermeni tüm halklar binlerce yıldır kardeşçe yaşamıştır. Egemen güçler bugün milliyetçilik, ırkçılık ve şovenizm duygularını besleyerek birbirlerine karşı kışkırtmak, halkın birlikteliğini yok ederek sindirmek ve daha kolay yönetmek istemektedir. Biz ise egemenlere karşı verdiğimiz uzun ve tarihsel mücadelede halkların kardeşliğini büyüttük, pekiştirdik. Faşizmin saldırıları halklar arasındaki bu kardeşliği parçalayamayacaktır.
Başını AKP’nin çektiği, Kürt halkına ve onun siyasal iradesinin bir parçası olan HDP’ye ve devrimci demokratik kurumlara yönelik saldırılar hiçbir gerekçeyle meşrulaştırılamaz, masumlaştırılamaz.
Şimdi faşist teröre karşı dayanışma içinde mücadeleyi büyütme zamanıdır! Şimdi yaşasın halkların kardeşliği sloganını daha gür, daha güçlü bir sesle haykırma zamanıdır.
ŞOVENİST KIŞKIRTMALARA, KÜRT HALKINA, HDP’YE VE DEVRİMCİ DEMOKRAT KURUM VE KİŞİLERE YÖNELİK SALDIRI VE LİNÇLERE SON!
HALKIN HUKUK BÜROSU
HALKIN HUKUK BÜROSU
Gürsel Mah. Çevik Sok. No:13/10
Kâğıthane/İSTANBUL
Tel/Faks 0212 296 31 59
Açıklama No: 443
09.09.2015