AKP’nin yöneteme krizi derinleştikçe kendi hukukunu daha çok çiğniyor, dün savunduğu yasaları bugün yok sayıyor. Aylardır dünyanın gözü önünde Kürdistan’da halkı katledenler Anadolunun diğer bölgelerinde ise basın açıklamalarına saldırıyor, komik nedenlerle operasyonlar düzenliyor, halkın çocuklarını gözaltına alıp işkenceden geçiriyor, tutukluyor.
İzmir polisi 19 Kasım günü yaptığı operasyonla 11 devrimciyi gözaltına almıştı. Aynı gün alelacele yapılan duruşmayla çocuk yaştaki Mustafa Ali Tombul, Can Karataş, İbrahim Gençgör ve Mahir Uğur Akbaş tutuklanarak İzmir Şakran Çocuk Hapishanesi’ne konulmuştu. Bir gün sonra savcılığa çıkarılan 7 kişi ise serbest bırakılmıştı. Aynı suçlamalarla büyüklerin bırakılıp çocukların tutuklanmasına avukatlar iki defa itiraz etmesine rağmen aynı gerekçelerle itirazlar reddedilmişti.
Halk Cepheliler yoldaşlarının serbest bırakılması için 5 Aralık günü önce İzmir Karşıyaka Çarşısı’nda açıklama yaptılar. Henüz açıklama dahi bitmeden saldıran polisler 6 Halk Cepheliyi ve Can Karataş’ın annesini yerlerde sürükleyerek gözaltına aldı. Bir sonraki gün ise Doğançay Köyü’nde yapılan açıklamada yüzlerce polise karşı sadece iki kişi vardı. İki Halk Cepheli Doğançay köyü’nü ablukaya alan polise rağmen tutuklanan arkadaşlarının serbest bırakılmasını istediler. Arkadaşları bırakılana kadar her hafta Doğançay Köyü’nün meydanında açıklama yapacaklarını ilan ettiler. 13 Aralık Pazar günü de aynı şekilde yine Mustafa Ali, Can, Mahir ve İbrahim’in bırakılması için meydandaydılar ama polis bu sefer açıklama bile yapmalarına tahammül edemedi. Önce Mustafa Ali’nin dedesini kışkırtarak Halk Cephelilere saldırttırdılar. Sonra kendileri işkenceciliklerini bütün halka göstererek Halk Cephelileri yerlerde sürükleyerek, tekme atarak, silah dipçikleriyle vurarak gözaltına aldılar. Bu sırada yaşananları cep telefonuyla çeken Aygün Aydın isimli bir köylüyü de sırf fotoğraf çektiği için gözaltına aldılar. Gözaltına alınan Abdullah Özgün, Umut Yalım, Mehmet Ter ve Aygün Aydın önce Bozyaka devlet hastanesine ardından da işkence yapmak için parmak izi alınacak binaya götürüldüler. Savcılığın talimatıyla parmak izi her ne şekilde olursa olsun alınacak diyen işkenceciler Halk Cephelileri işkenceden geçirerek parmak izi aldılar. Bir gün Tem Şubede bekletildikten sonra ise savcılık kararıyla Halk Cepheliler serbest bırakıldı.
Yapılan işkence sonucu Mehmet Ter’in kolunda lifler kopmuş ve ancak iki aylık tedavi ile iyileşebileceği doktor raporuyla belgelendi. Abdullah Özgün’ün ise sol eli şişmiş ve parmaklarda ilik ödemi oluşmuş, beli ise sakatlanmış. Umut Yalım’ın da sağ ayağı uzun namlulu silahın darbelerinden dolayı ezilmiş, her iki eli yapılan işkence sonucu şişmiş ve sağ eli morarmış durumda.
Buradan işkencecilere sesleniyoruz. Yaptıklarınız yanınıza kar kalmayacak. Er ya da geç halkın çocuklarına yaptığınız işkencelerin hesabını vereceksiniz. İşkenceleriniz, haksız olduğunuzun ve acizliğinizin ifadesidir.
Basit bir açıklama dahi için polislere gözaltı talimatı veren, parmak izi alınması bahanesiyle polislere işkence izni veren savcılar… Sizlerde suçlusunuz. İnsanların kanıyla kazanılmış açıklama hakkımızı uydurduğunuz gerekçelerle gasp ettirdiniz, halkın çocuklarına işkence yapmak için polise talimat verdiniz. Polisler sizden aldığı talimatla işkence yaptıklarını, hatta gerekirse halkın çocuklarının parmaklarını dahi kırarak parmak izi alacaklarını söyleyerek işkence yapıyorlar. Sizi işkencelerinin kılıfı yapıyorlar.
Bu danışıklı dövüşü biliyoruz.
Siz işkence için talimat veren savcılar! Emin olun sizlerde işkence için verdiğiniz talimatlarınızın hesabını vereceksiniz.
İZMİR HALK CEPHESİ
17.12.2015