Dersim şehitlerimizi anıyoruz
Kemal babamızın zaferini kutluyoruz.
Açılış konuşması ile başlayan anmada, 90 günlük direnişi ile şehitlerimizin kemiklerinin alınmasına, kavgamızda şehitlerimizin asla mezarsız bırakılmayacağına değinildi.
Kemal Gün 165 parça kemik için verdiği mücadelede bir savaşçıya dönüştü! 165 parça kemik bir kez daha göstermiştir ki; gerilla savaşı TARİHSEL VE SİYASAL haklılığın üzerinde yükselir. Haklı davamız kesilen ellerle, parçalanan vücutlarla, bazen de 165 parça kemikle yaşamaya devam eder. O kemikler bizim umudumuzdur. Che’nin kesilen elleri, Seyhan’ın kömürleşen bedeni, Saboların, Niyazilerin delik deşik edilen bedenleri. Kızıldere’de Mahir ve yoldaşlarının kanları, asit kazanlarında eritildiğinde geriye sadece dişleri kalan Lumumba’nın bedeni, halkların savaşında yaşamaya devam eder ve Kemal amcalar var olur.
Saygı duruşu ile devam eden anma, Kemal baba için tüm kitle tarafından söylenen “Çeşmi Siyahım” türküsü ile devam etti. Ardından AKP’nin katil polisleri tarafından katledilen Dev-Genç‘li Sıla Abalay için Dev-Genç’liler kısa bir anlatım ve şiir okudu. Ardından anmada bulunan şehit ailelerimize birer birer söz verilerek duygu ve düşünceleri alındı.
Şehit yakını bir arkadaşımızın anlatımında; 2000 ölüm orucu döneminde bir TV kanalında konuşan dönemin adalet bakanı Hikmet Sami Türk ile yapılan röportajda Hikmet Sami Türk “Ölüm Oruçlarını sonlandırmak için elimizden gelen her şeyi yaptık. Bundan sonra yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Bunlar birbirleri için ölümü göze almış insanlar.” Diyerek, bu çıplak gerçeği sözlerinde ifade eder. Bizim gücümüzün kaynağı yenilmez ve yıkılmaz olandır.
Başka bir Şehit yakınımız; 19 Aralık katliamı da iki kadın şehidimizin bedenlerinin kimyasal gazlar ile yakılmasından kaynaklı kömüre dönen bedenleri tespit edilemediğinden, aileler çocuklarının cenazelerini almak ister. Şehidimizin babası “Hepsi benim evladım” der ve diğer ailelere de “Cenazeleri birbirinden ayırmayın aynı yere defnedilsin” der. Kızının şehitliğinden etkilenen baba sonraki yıllarda yakalandığı kanser hastalığı nedeniyle vasiyet eder ve der ki “Mezar taşıma Özlem Ercan’ın babası Hıdır Ercan olarak yazın” ve aynı mezar taşından yapılarak kızıl bayrakla gömülmesini söyler. Bu durum devrimcilerin yarattığı geleneklerin halkta gösterdiği etkidir.
Ardından Sinevizyon gösterimi yapıldı ve gerillalarımıza atfen marşlar okundu. Son olarak şehitlerimiz için verilen yemeğe geçilerek ilk bölüm bitirildi.
- Bölümde Zürih’te Semih Özakça ve Nuriye Gülmen için açılan açlık grevi çadırından, Grup Yorum Halk Festivali örgütlenmesinden bahsedildi. Ayrıca Yusuf Taş’ın Alman emperyalistlerine karşı Alman hapishanesinde 64 günlük açlık grevi direnişini ve bu direnişin sonunda kazandığı zaferine vurgu yapıldı. Saat 17:00‘de başlayan ve 80 kişinin katıldığı ama etkinliğimiz 20:00‘de son buldu.
İsviçre Halk Cephesi