KESK Kiminle Barışmak İstiyor?
Kürt Halkını Katleden AKP’yle Mi Barışacak?
Cizre’de Öldürülen, Cansız Bedenleri Buzdolaplarına Koyulan Kürt Çocukların Katilleriyle Mi Barışacak?
KESK ve diğer meslek örgütleri 10 Ekim Ankara’da EMEK BARIŞ DEMEKRASİ mitingi düzenleyeceklerini 1 Ekim’de yaptıkları basın toplantısıyla ilan ettiler. Sayısını hatırlayamadığımız bu mitinglerin ardından “barış hemen şimdi” olmadı. Olmadığı gibi AKP Kürt halkına azgınca acımasızca savaş açtı. Evlerin üzerlerine bomba yağdırdı, keskin nişancılar çocuk kadın yaşlı demeden katletti. İnsanları aç susuz bıraktılar. Ölülere işkence yaptılar. Bu sadece şu kısa zamanda Cizre’de yaşananların kısa bir özeti. Böylesi bir katliam yapanlarla barışılmak isteniyor. Emekçileri sömürenlerle barışılmak isteniyor. Sürgünlerle cezalarla soruşturmalarla kamu emekçilerini hizaya getirmek isteyenlerle barışılmak isteniyor.
Kimse konuşmasın sokağa çıkmasın haklarını aramasın diyenlerle barışılmak isteniyor. Meydanlar alanlar emekçilere kapatılıyor. Yasaklar ardı ardına sıralanıyor. Seslerini çıkartanlara pervasızıca saldırıyor tutukluyor katlediyor. Emekçilerin sorunları çığ gibi büyüyor. KESK tüm bu yaşanılanların neresinde peki? Sadece izleyici rolünde. Bekle ve gör taktiğini izliyor sanırız. Oturduğu yerde bu faşist saldırıların bitmesini mi bekliyor? Kaybedilen haklarımız yitirilen canlarımız bekleyerek mi hesabı sorulacak. 10 Ekim’de ne olacak? Miting’ den hemen sonra bizlere zülüm edenler vazmı geçek zalimliklerinden. Yaşadıklarımız çok somut olarak barışılmayacağını göstermiyor mu? Daha ne olması gerekiyor?
Barışın olması için önce onun savaşını vermek gerekiyor. Tarihin sayfalarında bunun böyle olacağı yazılıdır. Kimse bu gerçeği değiştiremez. KESK hiç değiştiremez.
EMEKÇİLERİN ÜYELERİN SORUNLARINA KAYITSIZ KALAN KESK, SORUNLARIN YARATICILARIYLA BARIŞMAK İSTİYOR
KESK uzun zamandan beridir kamu emekçisinin sorunlarına kulaklarını tıkamış durumda. Ne sürgünler ne cezalar ne hak gaspları ne idarenin baskısı ne iş güvencesini ellerinden kayıp gitmesi KESK’İN umurunda… Bunlar bir emek örgütünün karşı durması mücadele etmesi gereken sorunlardır. Bir sendika kendi üyelerinin sorunlarını çözmek için vardır. Ama KESK bu misyonunu kaybedeli çok oldu. Tek varlık nedenleri Kürt milliyetçilerin politikalarını hayata geçirmek. Kendi üyeleri için bir şey yapmayan KESK Kürt hareketin barış politikaların peşinden gidiyor. 10 Ekim tamamen bunun ürünüdür. KESK biran önce yüzünü emekçilere halka dönmelidir. Kendisini yok edenlerden barış dilenmekten vazgeçmelidir. Binlerce emekçinin yüzlerce sorunları var. KESK bu sorunları izleyen değil bekleyen değil çözen mücadele eden ve ettiren olmalıdır. Binlerce üyeye sahip olan KESK 10 Ekim’de meydanlara barışmak için değil mücadele etmek için çıkmalıdır. Bunun için çıkmayacaksa barış için hiç çıkmasın. Barışın olmayacağını bilmeli ve kimseyi boş hayallerin peşinden sürüklememelidir. Kendini daha da güvensizleştirmemelidir.
Barışarak değil mücadele ederek haklarımızı elde ederiz. Kimse bize haklarımızı mücadele etmeden vermez. KESK bunu böyle bilmeli ve saldırılara karşı mücadele programını en acil olarak yapmalı ve hayata geçirmelidir. Bu KESK’in yapması gereken bir sorumluluktur. Bu sorumluluktan barışarak kaçamaz.
EMEKÇİYİZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ!
KAMU EMEKÇİLERİ CEPHESİ