2. Ekip 16. Gün
Merhaba
Açlık Grevinin 16. günü. Bugün saat 07.00’da çadıra geldik, biz geldiğimizde Dev-Genç’ten, mühendislerden arkadaşlar vardı. Gelir gelmez sobayı yaktık, hava buz gibiydi. Sonra etrafı toparladık, çay yaptık, günlük gazetelerimizi aldık. Gündemde en baş sırada Dilek Doğan’ın vurulma görüntüleri vardı, her gazetede vardı neredeyse. Dilek’imizi katleden alçak açıkça belli oluyor görüntülerde, arkadaşlarla bununla ilgili konuştuk. Herkes hem fikirdi, “asla unutmayacağız o alçağın yüzünü” dedik.
Biz konuşurken Hasan Ferit Gedik’in mahkemesine gidecek olan kitle yavaş yavaş gelmeye başladı. Hasan Ferit’in dedesi Mustafa dede araba ayarlamış, onu beklediler. araba gelene kadar sohbet ettik. Dün Şişli Cevahir önünde Yürüyüş Dergisinin 500. sayısının dağıtımını yapan arkadaşlarımız, katil polis tarafından gözaltına alınmıştı, onunla ilgili konuştuk. “Bugün serbest kalırlar mı?” diye konuşurken araba geldi. Nuray anne ve giden tüm kitleyi tek tek sarılarak uğurladık ve yüreğimizin yanlarında olduğunu söyledik.
Onlar gittikten sonra açlık grevindeki arkadaşlarla dergimizin 500. sayısını okuduk. “19-22 Aralık Hapishaneler katliamı Kürdistan’da sürüyor” yazısını okuduk. Sonra “500. sayımızla halka umut olmaya devam ediyoruz!”, “Savaşta Moral Üstünlüğü” yazısını okuduk.
Saat 11.00’a kadar dergiyi okuyup tartıştık, düşüncelerimizi paylaştık. Saat 12.00’da günlük sloganlarımızı attık. Sonra bir arkadaşımız internetten haberlere baktı. Hasan Ferit’in mahkemesini takip ediyorduk, gözaltı olduğunu ve 18 kişinin gözaltına alındığını yazmışlar. Dünkü gözaltılarla birlikte gözaltı sayısı 38’e çıktı, diye bir yandan düşman tüm arkadaşlarımızı işkenceyle gözaltına aldı diye kızdık, ama bir yandan da mahkemenin sonucunu merak ettik. Çok geçmeden dün alınan arkadaşlarımız ile ilgili bir haber yayınlanmış. Halkın Hukuk Bürosu, ağır işkence yapıldığı için arkadaşlarımızı avukatlarıyla görüştürmüyorlarmış.
O sırada Bakırköy Hapishanesine görüşe giden aileler, görüşten sonra topluca çadırımıza geldiler. Bize şeker ve su getirmişlerdi, biz de onlara çay ikram ettik. Açlık grevinde olduğumuz için bize iş yaptırmak istemiyorlar tabi. Sağlığımızı sordular, iyi olduğumuzu, direnişin bizi her gün daha da iyi yaptığını söyledik, gözaltılardan bahsettik.
Saat 14.30 gibi Nuray anneler geldi, hepsinin yüzü gülüyordu. Tahliye olmadığını, mahkemenin ertelendiğini söylediler. Tahliye olmaması, Nuray annenin gözlerinin gülüşü bizi de çok mutlu etti, ama aynı zamanda gözaltına alınan arkadaşlarımızı da düşündük. Umuyoruz ki tutuklama olmaz dedik, ama faşizm bu, ne yapacağı da belli olmaz tabi.
Aileler ve Nuray annelerle toplu bir fotoğraf çekip haberini yaptık, hemen sonra aileler biraz daha oturup kalktılar.
Saat 16.00 gibi Edirne Hapishanesinden Musa Kurt aradı, arkadaşımızın sesini duyduğumuz için çok mutlu olduk, sohbet ettik. Ama konuşma hakkı kısıtlı olduğu için fazla konuşamadık. Açlık grevini sordu, durumumuzu sordu. Biz de ona gözaltılardan, Dilek’in vurulma videosundan bahsettik. En son bir arkadaşımız konuşmak için telefonu aldı, ama süre dolduğu için kapandı.
Akşam 18.00 gibi Diren Kazova Koop. geldi direniş çadırımıza 2 kişi geldiler. Biri bu akşam açlık grevine başlayacağını söyleyerek hemen önlüğü giydi. Daha sonra Anadolu yakasından Gülsuyu Mahallesinden arkadaşalar geldi. Bugün mahallelerin nöbeti olduğu için akşam etkinlik yapacaklarını söylediler. bir arkadaşımız da 1 haftalık açlık grevine başlayacağını söyledi etkinlikten sonra. Saat 20.00 gibi etkinliğe başladık. O sırada Okmeydanı’ndan 2 kişi geldi. Onlar da etkinliğe katıldılar, şiir okudu mahalleliler. Sonra kıssadan hisse okuduk, kıssadan hisse üzerinden sohbetler açtık. Herkes kendinden bir örnek anlattı, keyifli bir etkinlikti.
Saat 21.00’da açlık grevine girecek olan arkadaş bir şeyler yiyip geldikten sonra önlüğünü giyip, o da açlık grevine başladı, bunun haberini de yaptık. Saat 22.00 gibi gelen nöbetçi arkadaşlara çadırı bırakıp açlık grevindeki arkadaşlarla evlere dağıldık.