2012 yılında çalıştığı Sanatta İstanbul Eğitim Araştırma Hastanesinde 184 SABİM hattına yapılan asılsız ihbar nedeniyle baskılara dayanamayıp Hastanenin 6. Katından atlayarak intihar eden Dr. Melike Erdem’in anması yapıldı.
30 Kasım Saat 13.00 da Acil Servis Önünde toplanılıp Düştüğü yere yürünerek basın açıklaması yapıldı. 50 kişinin katıldığı basın açıklamasının ardından karanfil bırakılarak sonlandırıldı.
Melike Erdem’i Unutmadık Unutturmayacağız
Melike Erdem’i unutmadık, mesai arkadaşımızın ölümünün 3. Yılında hayatını kaybettiği noktadayız.
Anısı tazeliğini dün gibi korurken, biz sağlık çalışanları da sisteme olan kinimizi, öfkemizi katladık; arttırmaya da devam ediyoruz. Tanıyanlarımız onun sessiz, mütevazı çalışmasını hatırlar. Emekçiliği ve hastalarına karşı sevecenliğini, çalışma arkadaşlarıyla sıcak ilişkilerini de.
Melike Erdem’i Sabim 184 İhbar Hattı’na yapılan bir şikayetle 3 yıl önce 30 Kasım’da, yorgun bedeninin baskı ve insanlık dışı çalışma koşullarına artık dayanamayarak, intihar etmesiyle kaybettik. Her sağlık çalışanı gibi ağır çalışma koşulları altında çalıştı. Melike, tüm emekçiliğine rağmen gelen şikayet üzerine, uygulanan sağlık politikalarının tek sorumlusu kendisiymiş gibi gösterilmesini onuruna yediremedi. Son savunmasını yazarak yönetime verdi, ardından kendisini hastanemizin 6. katından aşağı bırakarak da cana, kana doymayan bu çarpık düzene canını verdi.
– MELİKE ERDEM ÖLÜMSÜZDÜR! –
Değmezdi elbet bunun için canına kıymaya, çünkü her kamu emekçisi her şeyin en iyisine layıktır. Sessiz sedasız bir ölüme değil. Uzun ömürleri hak eder, daha 30’una gelmeden göçüp gitmeyi değil.
Neden öyleyse? Soruyoruz, neden çareyi canına kıymakta buldu?
Cevabı açık, köle gibi çalışma koşulları, günah keçisi gibi muamele görme. Çalışan ve hizmet üreten olacaksın, ama söz hakkın olmayacak iradene ve düşüncelerine değer verilmeyecek… Bunun adı kölelik değil de nedir!
Melike’nin intiharının üzerinden 3 yıl geçse de ne ağır çalışma koşullarımız değiştirildi ne de 184 Sabim kapatıldı. Sağlıkta şiddet devam ediyor. Her 10 sağlık çalışanından 8’i psikolojik yada fiziksel şiddete maruz kalıyor.
Bakmamız gereken hasta sayısı dünya ortalamasının neredeyse 8 katı.
Bizler;
Hastanelerde, Tıp Merkezlerinde, Polikliniklerde, Aile Sağlığı Merkezlerinde, Toplum Sağlığı Merkezlerinde, Muayenehanelerde, Eczanelerde, Çalışan Sağlık Emekçileriyiz!
Hangi İnançtan, Düşünceden, Milliyetten olduğumuza bakılmaksızın, iktidarların Aç, Yoksul bıraktığı ve Hala Kapıkulu olarak görülen SAĞLIK EMEKÇİLERİYİZ!
- SAĞLIKÇIYIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ –
Mesleğimizi Din, Dil, Irk ayrımı yapmadan sürdürüyoruz.
Emeğimizle, Alınterimizle çalışıyor üretiyoruz!
Mesleki Bilgimizi Halktan Yana Halk İçin Kullanıyoruz!
Halk İçin Parasız Sağlığı Savunuyor, Mesleğimizi Halkın Çıkarına, İhtiyaçlarına uygun olarak kullanmak istiyoruz.
Doktor, Sağlık Memuru, Hemşire, Ebe, Psikolog, Sosyolog, Veteriner, Eczacı, Hasta Bakıcı, Temizlikçi ve Kamu Hizmeti veren diğer iş kollarında çalışan memurlarız, İşçileriz.
Meslek Onurumuzun Korunmasını İstiyoruz.
Emeğimizle varız, Ama Emeğimizin Karşılığını Alamıyoruz, Sorunlarımız var, Ama Çözülmüyor!
İşimizin ağırlığı ve sağlık üretirken fiziki ve sağlıksız koşullar sağlığımızı da bozuyor. Tehlikeli ve ölümcül birçok hastalığa maruz kalıyoruz
Bugüne kadar iş güvencesi olan kamu emekçilerinin elinden şimdi de bu güvence alınarak, güvencesiz, sözleşmeli, taşeron, esnek ve kuralsız bir çalışma dayatılmak istenmektedir. Böylelikle aynı iş daha ucuza köle gibi çalışma şartlarında yaptırılmak istenmektedir.
Fiziki, ruhsal, düşünsel ve mesleki olarak kendimizi geliştirmeye imkan tanıyacak eğitimin, zamanın ve desteğin sağlanmasını İSTİYORUZ!
Biz de emeğimizin karşılığını almak İSTİYORUZ! İş güvencesi İSTİYORUZ!
- GÜVENLİ GELECEK, GÜVENCELİ İŞ İSTİYORUZ! –
Bizler emeği ile geçinen emekçileriz. Neden emeğimizin karşılığını biz belirlemeyelim. Bizim Performansımızı kim, nasıl ve hangi kritere göre ölçecek? İnsan hayatının pazarlığı mı olur?
Bireysel tepkiler veya intihar çözüm değildir! Sorunlarımızın çözümü de mücadele etmektir! Emekçilerin kördüğüm olmuş yaşamlarında kurtuluş kapısını hep birlikte arayalım. Yani İSTİYORUZ ALACAĞIZ diyeceğiz yüksek sesle. Ama tek başımıza değil. Aynı sorunu yaşayan, işyerlerinde beraber çalıştığımız, farkında olmasak da sınıf kardeşi olduğumuz arkadaşlarımızla bir araya gelerek. Hangi sendikaya üye olursak olalım veya hiçbir sendikaya üye olmasak da, birlikte aynı çatı altında toplanacağız.
Yeni Melike’ler ölmesin. Çözüm bizim ellerimizde. Bir olalım sorunlarımıza sahip çıkıp çözüm yollarını birlikte bulalım, insanca çalışma ve yaşama hakkımızı kazanalım ki çarpık düzene yeni kurbanlar vermeyelim.
Çünkü Biz Emekçiyiz Haklıyız Ve Hakkımızı İstiyoruz.
MELİKE ERDEM ÖLÜMSÜZDÜR!
MELİKE ERDEM ONURUMUZDUR!
SUSMA SUSTUKÇA SIRA SANA GELECEK!
SAĞLIKÇIYIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ!
GÜVENLİ GELECEK, GÜVENCELİ İŞ İSTİYORUZ!
SAMATYA İSTANBUL EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ ÇALIŞANLARI