Direnişimizin 119. ve 120. Gününden Notlar
“Yaşadım!
Erik ağaçları şahidimdir
Yıldızlar şahidimdir.”
119.Gün
Meclise, açılık grevine gireceğimizin ilanını milletvekilleriyle görüşmek ve destek olmalarını istemek için gittik. İlk girişteki aramada Acun Abla’nın önlüğünü almışlar. Acun Abla’ya önlüğün nerede kullanıldığını sormuşlar. O da durumu anlatmış. Önlüğü alan polis ‘Acun eşiniz mi?’ diye sormuş. Bana yaşadığı bu olayı anlatırken kendi önlüğümün de yanımda olduğunu fark ettim. İkinci arama noktasından önlüğümü geçirebilirsem grup toplantılarında önlüğümü giyerek eylem yapabilirim diye düşündüm. İkinci aramadan geçtikten sonra önlüğüm hala bendeydi. En ufak bir materyalin dahi içeriye sokulması yasak olduğu için aramada bildiri vb. şeyleri de meclis içine sokmak zordur. Bu nedenle ‘ne olacak sadece bir önlük’ diye geçmeyiniz. Sabah erken gittiğimiz için yanımızda çantalarımızda vardı. Çantamın içinde kalan bildirilere ve günlüğüme el koyarak emanet bölümüne aldılar. Dakikalarca mecliste milletvekillerinin odalarını gezmemize rağmen ikisiyle yüz yüze konuştuk; diğerlerine not bıraktık. Mecliste bugün grup toplantısına katılacaktık ancak toplantılar en erken 13.30’da başlıyordu. 13.30’da eylemimiz başlayacağından toplantılara katılmamız imkânsızdı. Alana gidiş zamanımızın gelmesine yakın bir anda mecliste yemek yiyip karnımızı doyurmak istedik. Yemekhane önünde Eren Erdem’le karşılaştık ve ayını masaya yemek yemek için oturduk. Sohbet ettik, direnişleri ve açlık grevimizi anlattık kendisine… Hesap ödenirken yemeklerin gerçekten ucuz fiyattan satıldığını fark ettim. Kaliteli ve ucuz yiyeceklere en çok kimin ihtiyacı var? Halk ekmek bulamıyorken, ekmeği elinden alınıyorken mecliste milletvekillerine sunulan bol ve berekeli hizmet niye? Yemekhaneye girişte ‘sayın milletvekillerimizin giriş kapısıdır’ gibi bir şey yazıyordu. Sayın milletin kapısı nerededir bilmiyorum ama kapılarımız da ayrı onlarla bizim…
Meclisten çıktığımızda eylem saatimize çok az kalmıştı. Konur sokağın başındayken eylemi başlatmak için 10 dakika gecikmiştik. Mecliste giyemediğimiz önlüklerimizi sokağın başında giyerek eylem alanına doğru sloganlarla yürüyüşe geçtik. Anıtı gördüğümüzde bizi bekleyen kalabalıkla karşılaştık. Yürüyüşümüze devam ederken etraftan ve eylem alanından alkış ve slogan sesleri yükseliyordu. Leyla Abla bize karanfil getirmiş; yürüyüşe devam ederken yanımıza gelip bize gülen gözlerle bakarak karanfilleri verdi.
Bugün de alanda yoğun bir bilgilendirme çalışması yaptık. Birçok kişiyle konuşarak 250 bildiri dağıttık. Eylem bittikten sonra da Ege mahallesine gidip bildiri dağıtımı, pullama ve afiş asma çalışması yaptık. Çalışmanın sonunda birçok esnafı bilgilendirmiş; 100 afiş, 100 pullama asmış, 100 bildiri dağıtmış olduk. Bildiri dağıtırken açlık grevine gireceğimizi söylediğimde hemen hemen herkes duygulu gözlerle yüzüme bakıyordu. Özellikle bir abla, önce bildirideki resme baktı sonra yüzüme. Bu sensin değil mi diyerek ağladı.
Çalışmamızın sonunda eve gittik. Günün yorgunluğunu atmak için önce dinlendik sonra güzel bir yemek yedik. Güzel ve hoş sohbetli bir geceydi. Bu gece olanlar bir arkadaşı önce şaşırttı sonra heyecanlandırdı. Güzel insanlara selam olsun…
‘Yaşadım!
Avuçlarımın gücü yettiği kadar
Dağları, kadınları, meyveleri’
120.Gün
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olmasın çünkü kutlanacak bir durum yok. Bugün bir anma ve mücadele günüdür. Bizim kadınlarımız emekçidir, direnişçidir. Başlangıç açıklaması yaparken yan kafeden bir kadın grubu direnişi desteklemek için hazırladıkları dövizlerle alana gelip bize destek oldular. Bir de çiçek getirmişler direnişçi kadınlara. Bir de kadınlar olarak fotoğraf çektirmek istediler ama ben kendi irademle “selfi” çekerek fotoğraf karesine girmeyi başardım.
Dün not bıraktığımız bir milletvekili bizimle makamında görüşmek istedi, biz de meclise gittik ve yarın için mecliste bir basın toplantısı talep ettik. Talebimiz onaylandı. Yarın 12.00’da mecliste basın toplantısı yapacağız.
Eylem bittikten sonra BES 1’nolu şubedeki panele geçtik. Panele Türkan Albayrak gelemedi ama Cansel Malatyalı ve Av. Engin Gökoğlu katılım sağladı. Panel’de açlık grevinin Türkiye’deki tarihini ve biçimlerini anlattım. Cansel Abla kendi açlık grevi ve direniş sürecini anlattı. Engin Gökoğlu açlık grevinin etkisinden bahsetti. Etkinliğin sonunda bir soru sordum herkese,’ Burada kaç kişi kazanacağımıza inanıyor?’ dedim. Herkes elini kaldırdı. Herkes biliyor ki biz kazanacağız…
‘Yaşadım!
İncirin dallarına yürüyen süt
Yonca tarlasından gelen nefes
Horozun ibiğinden damlayan kan
Yollar ve sevgili türküler şahidimdir.’
Kendinize has bakın… Semih