“Birimiz Hepimiz İçin, Hepimiz Birimiz İçin!”
Stuttgart Halk Meclisi: “Buradaydık: her türden sömürüye, haksızlıklara, yozlaşmaya, yabancılaşmaya karşı, emeğin saflarına insan olmanın değerleriyle sımsıkı kenetlenmek için, ‘Hepimiz birimiz için, birimiz hepimiz için’ şiarıyla, daha güçlü ve güzel burada olmaya devam edeceğiz!” sözleri ve bu sözlerin pratikteki gerçekliği-aynası olan etkinliğiyle ilan etti kendini salonu dolduran kadın, erkek, genç, yaşlı ve çocuğun oluşturduğu 130 kişilik kitleye.
“Dayanışma Ezilenlerin İnceliğidir”
Saat 18.00’de başlayan etkinlikte, tüm dünya devrim şehitlerimiz için yapılan saygı duruşunun ardından söz alan Stuttgart Halk Meclisi üyeleri, Halk Meclislerinin örgütleyicisi olmanın/ Halk Meclislerinde örgütlenmenin önemini özetle şu sözlerle dile getirdiler:
” Merhaba! Ey bizimle kardeş sofrasına diz çökmeye gelenler!
Merhaba! Yozlaşmaya, yabancılaşmaya, bireyciliğe karşı halkın değerlerini sahiplenmeye gelenler!
Merhaba! “Her koyun kendi bacağından asılır” yalanına karşı kardeşliği ve paylaşımı savunanlar!
Merhaba! Kızıl kıyametler içindeki bu köhne düzende ” İlle de umut, ille de onur, ille de insan diyenler!
Hoşgeldiniz!
Bugün bizler için özel bir gün. Çünkü bugün Stuttgart Halk Meclisinin kuruluşunu dayanışmanın en güzel örneklerinden birini sergileyerek ilan ediyoruz. “Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için” etkinliğimizin amacını bir çoğunuz duymuşsunuzdur. Ancak kendisi için tertiplediğimiz bu geceden sevgili arkadaşımız henüz haberdar değil. Sizlerin de desteğiyle kendisine bu akşam ki etkinliğimizi hazırladık ve kendisini ilerleyen dakikalarda sahneye davet edeceğiz. Ama önce neden Halk Meclisi ve nedir Halk Meclisi? İsterseniz buna açıklık getirelim.
Bizler; insanlarımızın birbirine yabancılaşmasına, yalnızlaşmasına yani yozlaşmaya karşı bize ait olana sahip çıkmak için, insanlarımızın sorunlarına Halk Meclislerinde örgütlü olarak çözüm üretmeye adayız.
Herkesi, sorunlarımızı tartışıp çözümler üretmeye, “Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine” düzenin bize empoze ettiği tüketim çılgınlığında yabancılaşmadan yaşamaya davet ediyoruz.
Bilindiği gibi dünyaya hükmetmek için Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren emperyalizm ve tüm ülkelerdeki işbirlikçileri, kendi insan tipini/ toplumunu yaratmanın koşullarını sağlamak ister. Bunun için elindeki tüm iletişim araçlarıyla ve olanca gücüyle bizi, her türden insani değerin yok sayıldığı, alınıp-satılabilir olarak lanse edildiği yalancı, sahte ışıklı hayal dünyalarına yönlendirerek kendi gerçeğimizin/hayatın gerçekliğinin dışına sürüklemeyi hedefler.
Kendi ahlak(!) anlayışlarıyla, tüketim çılgınlığıyla zehirlenmiş, bilinci bulandırılmış, değerleri çürütülerek geri bıraktırılmış halkları yönetmek kolaydır!
BİZ yerine BEN’i savunan, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyen, bananeci, bireyci, kendisine ait olanı kaybetme korkusuyla, komşusunun ve hatta kendi ailesinin sıkıntısına ve kendi değer yitimine duyarsızlaşmış bireylerin oluşturduğu toplumlar, kendilerine yönelmedikçe baskıyı da, zulmü de, adaletsizliği ve dahi başka ülkelerin işgallerini, halklarının katledilmesini, kadın ve çocuk cinayetlerini/ tecavüzlerini, hırsızlığı kısacası ezen sınıfın kendisine reva gördügü her türden insan onuruna aykırı ne varsa hazmeder!..
Tam da burada, Halk Meclislerinin önem ve değeri ortaya çıkıyor; bugün bu salonda bulunanlar hepimiz Anadolu’dan geliyoruz, kimimiz Maraşlı, kimi Erzincan, Sivas, Antakya, Yozgat, Dersim, Amasya, Malatya’dan… Anadolu’nun değerlerini taşıyor ve korumaya çalışıyoruz. Örneklemek gerekirse;
“Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar”
“Komşu komşunun külüne muhtaçtır”
“Bir elin nesi var iki elin sesi var”
“Dost dediğin zor günde belli olur”
“Bir olalım, iri olalım, diri olalım”
“Komşusu açken tok yatan bizden değildir”
Bu ve benzer Atasözlerinde şekillenen, aslında bir coğrafyanın bağrında yetiştirdiği insan tipinin değer yargılarıdır. Bu değerlerin yitimine karşı kalkan görevi taşır Halk Meclisi örgütlenmeleri.
Bizler emperyalizmin bizleri yozlaştırmasına-çürütmesine izin vermeyeceğiz!
Birlikte, örgütlü hareket edip daha güçlü olacağız!
Sorunlarımıza kendi alternatif çözümlerimizi üretip hep birlikte hayata geçireceğiz!
Bizim insanlarımız yalnız ve çaresiz değildirler. Halk Meclisimize açıklanan hiçbir sorun çözümsüz, sorununu açan hiçbir insanımız yalnız bırakılmayacaktır…
Bu gücü, koca koca şirketlerden, sponsorlardan almayacağız elbette… bunlarla kıyaslanmayacak büyüklükte bir güçten söz ediyoruz; büyüdükçe gelişen, geliştikçe sarmalayan Halkın örgütlü gücünden söz ediyoruz… Bu örgütlülüğün bir halkası olmak, çocuklarımızın yani kendi geleceğimizin belirleyicisi-yaratıcısı olmak için Halk Meclislerinde birleşelim!”
Konuşmanın sonunda, sahne alan Grup Yorum çocuk korosu misafirlere coşkulu anlar yaşattı. Büyük alkış ve beğeni alan çocuk koromuzun ardından, dayanışmanın çok değerli bir örneği olarak hazırlanmış etkinliğimizin amacına uygun olarak sahneye arkadaşımız davet edildi. Arkadaşımızın oldukça duygulandığı bu anda, salonu dolduran hemen herkesin yüzünde bir güzelliğe, insani değere katılmış olmanın gururu vardı. Arkadaşımızın yaptığı kısa konuşmanın ardından kendisine bir zarf teslim edildikten sonra hep birlikte hazırlanmış yemekler ikram edildi. Yemek sonrası Grup Boran’ın sahne almasıyla hep birlikte sevilen marşlar ve türküler söylendi, halaylar çekildi. Etkinlik saat 21.30’da sonlandırıldı.