Viyana Direniş Günlüğü – 1, 2, 3 Aralık (103, 104, 105. Gün)
Direnişimizin 103, süresiz açlık grevimizin 43. gününde parlamento binası önündeyiz. Masamızı açıp bildirilerimizi dağıtmaya koyuluyoruz. Asyalı turistler bugün çoğunlukta, imza atanlar oluyor.
Yunanlı bir çift geliyor, şöyle böyle derken anlaşmayı başarıyoruz. Kadın eşine tercümanlık yapıyor, adam imza atıyor. Ardından adam eşine korkmaması gerektiğini ve imzalamasını söylüyor, cebinden çıkarıp para veriyor. Para değil imza topladığımızı, ihtiyacımız olmadığını anlatıyoruz. Israrla vermek istediğini söyleyip masaya bırakıyor, kırmıyor teşekkür ediyoruz. 20 m gittikten sonra geri gelip eşinin cüzdanından tekrar para çıkarıp veriyor. Gerek olmadığını söylememize rağmen ısrarla veriyor, sonra sıkıca kucaklıyorlar bizi. Yeni-sömürge ülkelerin insanları da birbirine benziyor diye konuşuyoruz.
Gün boyunca böyle dayanışma örnekleri devam ediyor; düzen çürütür, dayanışma yaşatır.
***
Bugün sokak hayli sessiz, arada bir geçen turist kafileleri de olmasa hayalet şehir benzetmesi yapılabilir. Bugün yoğun bir mail ve yazışma trafiğimiz var.
Armutlu Direniş Çadırından, Mattersburg, İnnsbruck, Linz ve Viyana’dan ailelerimiz arayıp hatırımızı soruyorlar. Dört bir yandan insanlarımız adeta seferber oluyorlar ihtiyaçlarımız için. Şiirdeki gibi, ‘Sen çok yaşa yoldaşlık / Sayende insanlığımızı bildik’ diyoruz…
***
Açlık grevimizin 45. gününde üniversite önündeyiz. Yeni öğrencilerle tanışıp imza topluyoruz.
Ailelerimiz de soğuk havaya aldırmadan geliyorlar birer ikişer. Arkadaşım Berkin, bugün oldukça hareketli, üniversite merdivenlerini keşfe çıkıyor bir ara. Ardından zor yetişiyoruz. Okul içinde koridorlara ve kantinlere afiş asıp bildiri bırakıyoruz. Merak edip soranlar oluyor, direnişimizin nedenlerini anlatıyoruz.
Akıllara ilk olarak Viyana’da yapılan kitlesel yürüyüşler geliyor, biz de katılmıştık diyenler var. Biz de o süreçte güzel bir dayanışma örneği gösterildiğini, sorunların bitmek bir yana daha da arttığını, kışın gelmesiyle soğuktan donan ve Akdeniz’de hala insanların cesetlerinin kıyıya vurduğunu konuşuyoruz.
Bütün Avrupa, ‘Suriyelilerin ihtiyaç ve entegrasyonu’ için verilecek 3 milyon Euro ile sorunun çözüleceğini konuşuyor. Bütün gazeteler ısıtıp ısıtıp aynı haberleri servis ediyor. Sorunu yaratanlar sorunu çözemezler, emperyalistlerin zirveleriyle veya para vererek çözemeyeceği kadar köklü bir sorun var ortada. Emperyalist sömürü son bulmadıkça çözülemeyecek bir sorun…