Viyana Direniş Günlüğü – 29,30 Ekim (70,71. Gün)
Açlık grevimizin 10. sabahı randevumuza hazırlanıyoruz, bir milletvekiliyle görüşeceğiz. Kendisi de asistanı da gayet düşünceli davranıyorlar. Hem kazanılmış haklarımızı korumak için başlattığımız direnişi, hem de düşünce ve örgütlenme özgürlüğümüzün gasp edilişi ve kurumumuza dönük baskınları anlatıyoruz. Dinleyip notlar alıyorlar. Sorular sorup konuyu iyice anlamaya çalışıyorlar. Kendilerinden beklentimizi söyleyip ayrılıyoruz.
Pasaportumun süresinin uzatılmayacağı kararı verildikten sonra, Federal İdare Mahkemesi’ne başvurmuştuk. 27 Ekim tarihli bir karar ulaştı elimize. Mahkeme talebimizi, temyiz yolu kapalı olmak üzere haklı bulmuş. Bu, direnişimiz açısından bir kazanım. En azından bizden sonra başka ilticacılar benzer bir haksızlıkla karşılaştığında, lehte kullanılabilecek emsal bir karar olacak ellerinde. Bu açıdan mutluyuz… Adım adım, insanlarımızın desteğiyle kazanacağız…
Direnişimizin 71, açlık grevimizin 11. günündeyiz. Kapkara 2 günün ardından, kısa süreli de olsa güneş gösterdi yüzünü. Cilt hastalıkları, kansızlık ve depresyonun bu kadar yaygın olmasının bir sebebi de bu herhalde…
Almanya’dan tatile gelen bir aile ile konuşuyoruz. Münih’te ilticacıların durumuna tanık olduklarını, burada istasyonlarda özellikle Suriyelilerin çok kötü koşullarda kaldıklarını anlatıyorlar. Madrid’den gelen bir genç de istasyonda gördüğü ailelerden çok etkilendiğini söylüyor.
3 Türkiyeli kadın gelip ne yaptığımızı soruyor, anlatıyoruz. Biri, ben sizi tanıyorum, Dersimli misiniz diye soruyor. Kendisini hatırlayamadığımı, nereden tanıştığımızı soruyorum. Eşinin polis olarak orada görev yaptığını söylüyor. Herhalde eşiniz bize işkence yaptıktan sonra eve gelip anlatıyordu, deyince ‘Hayır, benim eşim asayişteydi TEM’de değil. Ben aslında sizi değil ablanızı tanıyorum. Elif Sultan’ın avukatı olduğu için’ diyor. Çırpındıkça batıyor yani… Dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar karşılarına çıkıyoruz işte… Bu genç yaşta neyin karşılığında emekli ettiler acaba diye sormadan edemiyorum. Kısa kesip ‘Gerçekten haksızlığa uğramışsınız, Allah yardımcınız olsun’deyip kaçarcasına uzaklaşıyorlar.
Bir ailemiz, soğuk havada çocuklarını alıp ziyaretimize geldi sağolsun. Sadece direnişle haklarımızı alabileceğimizi ve kazanılmış haklarımı koruyabileceğimizi anlatıyoruz. Ziyarete gelen başka arkadaşlarımız ve İnnsbruck ve Viyana çevresinden telefonla arayan ailelerimize de hukuki sürecimizi anlatıyoruz.
Akşam, Suriyeli arkadaşların düzenlediği bir seminere katılıyoruz. Suriye’den gelen bir rahibe, yaşananları ve oradaki insanların nelere ihtiyacı olduğunu anlatıyor. Çarpıcı karelerin olduğu slayt gösterimi de yapılıyor. Onkoloji bölümünün olduğu tek ve en büyük hastanenin, okulların nasıl vurulduğunu izliyoruz. İlerici papazların ve aydınların kaçırılıp katlediklerini, IŞİD’in kullandığı roketlerin yıkıcı etkisini anlatıyorlar.
Biz de söz alıp, emperyalizme ve işbirlikçilerine direnen Suriye halkının yanında olduğumuzu söylüyoruz. Özellikle kışlık bot, mont, kazak ve kırtasiye malzemesine ihtiyaç olduğunu hatırlatıyorlar. Programdan sonra yaptığımız sohbetlerde de, her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu söylüyoruz.
Evet, emperyalizm yenilecek ve direnen halklar kazanacak. Bu sadece bir slogan değil, tarihsel ve bilimsel bir gerçeğin ifadesi… Çünkü inanmış ve örgütlenmiş bir halktan daha güçlü hiçbir şey yoktur. Bütün kalbimizle, dünyada dilenci konumuna düşürülüp aşağılanan Suriye halkının yanındayız…
NOT: Evin Timtik’in direniş çadırı, her gün 11.00-18.00 arası PARLAMENTO (Dr-Karl-Renner-Ring 3-Viyana) binası önünde ziyaret edilebilir.
Çadır Tel : (00 43) 681 106 362 51
E-mail : evin.asylstreik@gmail.com
Facebook: Evin Timtik
Online imza için kısa link: http://chn.ge/1Lwp3ll