* 46. YILINDA ŞAN OLSUN DEV-GENÇ’E!
* DEV-GENÇ; ŞEHİTLERİYLE, MÜCADELESİYLE, YARATTIĞI DEĞERLERLE TÜRKİYE DEVRİM TARİHİNİN ONURUDUR!
* Disk Yöneticileri; Direnen Oya Baydak’ı, 1 Ekim’e Kadar Direnişi Bitirmekle Tehdit Etti…
* CHP İstanbul İl Başkanlığı Önünde Direnen Sarıyer Belediyesi İşçilerine Silahlı Saldırı Yapıldı…
* Patronlara ve Patron Sendikacılarına Karşı Direnişimiz Büyüyor!
* OYA BAYDAK AÇLIK GREVİNE BAŞLADI!…
* Mafya Sendikacısı DİSK Yöneticilerinin Tehditlerine Boyun Eğmeyeceğiz!
* DİRENE DİRENE KAZANACAĞIZ!
(Derginin PDF’sini okumak için linke tıklayınız:
http://yuruyus-info.org/pdf/pdf/489.pdf
Umudu büyütmek için Yürüyüş okuyalım, okutalım!
Her Yürüyüş okuru, aynı zamanda kendisini, Yürüyüş dergisinin dağıtımcısı gibi hissetmelidir. Bir dergi alıyorsa iki dergi almalı, bir başkasına da ulaştırmalıdır dergimizi.
Herkes ve her alan kendisine hedefler koymalı, dergi dağıtımını ikiye katlamalıdır.
Dergimiz bir okuldur. Hayatın gerçeklerini, kavganın haklılığını, güzelliklerini, umudu pek çok insan dergimizden öğreniyor, dergimizle kavgaya atılıyor, örgütleniyor.
Dergimiz ayaklı bir kadrodur. Girdiği yere devrimci politikayı taşır ve orayı örgütler.
O zaman dağıtacağız, daha çok insana dergimizi ulaştıracağız. Ulaştığımız her insan, düzenden kopardığımız bir insandır; bizim zaferimizdir.
Yürüyüşe sahip çıkıyorum, Yürüyüş okuyorum diyelim, Yürüyüş okutalım.
Yürüyüş Dergisine ve kitaplarımıza ulaşmak için Ozan Yayıncılıkla iletişim kurabilirsiniz.
Ozan Yayıncılık Telefonu: (0-212) 536 93 44
Haftalık Dergi / Sayı: 489
4 Ekim 2015
Fiyatı: 1 TL (KDV dahil)
İÇİNDEKİLER:
* İstiyoruz Yapacağız: Devrimci görev halkı saflaştırmak, çelişkileri derinleştirmektir -1-
Halklar tarihlerine sahip çıkarsa, sınıf bilinciyle donanırsa yenilmez olurlar.
Sınıf bilinci bize üç şey söyler:
Bir, biz kimiz? HALKIZ.
İki, düşmanımız kim? EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ
Üç, ne için savaşıyoruz? SINIFSIZ, SÖMÜRÜSÜZ BİR DÜZEN İÇİN.
* Biz Diyoruz ki: 46. Yılında şan olsun Dev-Gençlilere!
Dev-Genç; şehitleriyle, gelenekleriyle, yarattığı değerlerle Türkiye devrim tarihinin onurudur. Ne mutlu bu tarihi yaratan Dev-Gençlilere…
Dev-Genç; Bu ülkedeki açlığa, yoksulluğa, adaletsizliğe karşı direniş demektir! Bu mücadelede tutsak ve şehit düşen yoldaşlarımıza and olsun ki; zafere kadar direniş bayrağını ülkemizin her yerinde dalgalandıracağız!
* Dev-Genç şehitleriyle, mücadelesiyle, yarattığı değerlerle Türkiye devrim tarihinin onurudur -1-
Dev-Genç ismini Türkiye devrim tarihine; militanca mücadelesiyle, fedakarlığıyla, cüreti ve coşkusuyla, kanı ve canı ile yazdırmıştır.
Dev-Genç’in 46 yıllık tarihi; antiemperyalist olmanın, halkını vatanını sevmenin tarihidir. Dev-Genç tarihini anlatmak, Türkiye devrim tarihini anlatmaktır. Yarattığı direniş gelenekleriyle Türkiye devrim tarihinin onuru olmuştur.
Bu tarih, bugünkü mücadelemizde bize yol gösteriyor. Bu tarihten öğrenecek, yeni geleneklerle bu tarihi büyüteceğiz.
* Liseliyiz Biz: Biz Liseli Dev-Gençliyiz!
* Ülkemizde Gençlik: Boykotlarla, direnişlerle mücadeleyi büyüteceğiz!
* Anadolu Cephesi: Neden liseliler? Nasıl örgütleyeceğiz?
Gençlik, tüm dünyada devrimin motor gücüdür. Gençlik, bir halkın geleceği, umududur. Bu yüzden düzen, sürekli halde gençliğe saldırır. Özellikle liseliler, yaşları itibariyle çok genç ve yaşamda tecrübesiz oldukları için olumlu-olumsuz her şeyden çabuk etkilenirler.
Gençlik; militan, atılgan, cüretlidir, akademik meraklarından ötürü öğrenmeye açıktır. Gençliğin bu yanlarını, düzen kendine yedeklemek ister. Dahası vatansever yanlarını da kullanarak milliyetçi, faşist örgütlenmelerin içine katmak için her şeyi yapar.
* Liseli gençlik ve işçi sınıfı birlikte direnecek ve parasız eğitim hakkımızı alacağız!
Bu saldırılara karşı haklarımızı sadece direnerek kazanabiliriz. Tüm işçiler, emekçiler liseli gençliğin boykot günü direnerek kazandığımız haklarımızı yine direnerek korumalıyız.
Tüm işçileri, emekçileri 6 Kasım günü liseli öğrenci gençlik ile dayanışmaya çağırıyoruz. Gücümüz birliğimizdir. Meclislerde örgütlenelim, hakkımız olanı alalım.
* Adalet Yoksa Adalet Savaşçıları Vardır: Halkın adaleti, adalet açlığımızı giderecektir!
Çocuğun öldürüldü, dolandırıldın, paran çalındı, dayak yedin, boşanacaksın, tecavüze uğradın, kavga yaptın, tehdit edildin, evine hırsız girdi, alacağın var ödenmiyor, patronun seni işten attı, devlet sana haksızlık yaptı vb. nedenlerle haksızlıklara maruz kalır halkımız. Başına bunlardan biri gelene “git mahkemede hakkını ara” derler.
Kolay değildir hakkını aramak mahkemelerde. İster ceza davası olsun ister hukuk davası. İster alacaklı ol, ister borçlu; ister davacı ol, ister davalı.
* Cepheli: Pratik ve beceriklidir
Sorunları çözmeyenler ister istemez engellere takılacaktır, yavaşlayacaktır. Çözülemeyen sorunlar birikecektir. Biriken sorunlar zamanla bir dağ olacaktır. O dağ, önümüzü görmemizi engelleyecektir. Sorunları çözmediğimiz gibi sorunun bir parçası olmamız ve kendimiz bir sorun olarak dayatmamız kaçınılmaz olacaktır.
Cepheli için çözümsüz bir şey yoktur.
* AKP’nin savcıları, katilleri korumanın aracıdırlar!
Ali İhsan Demirel, 19-22 Aralık 2000 yılında, 20 hapishaneye birden eş zamanlı olarak yapılan hapishaneler katliamının, Bayrampaşa’da yaşanan kısmının soruşturulması için görevli olan Eyüp Cumhuriyet Savcısı’ydı. Ancak altı kadının diri diri yakıldığı, toplamda on iki tutsağın katledildiği bir katliamı aydınlatmak bir tarafa, soruşturmanın üstünü kapatmak için her şeyi yaptı.
* Faşist terörünüzü ve saldırılarınızı hiçbir yerde karşılıksız bırakmayacağız!
* Suriyeli Mülteci Krizinin Sorumlusu Emperyalizm ve İşbirlikçisi AKP İktidarıdır
Suriyelilere çağrımız; yaşadığınız her acının, ülkenizdeki savaşın sorumlusu emperyalistler ve işbirlikçileridir. Onlar ancak sizi kullanır, sömürür ve yavaş yavaş öldürür. Tek kurtuluş, yaşadığınız ülke topraklarıdır. Ülke topraklarında işbirlikçilere ve emperyalistlere karşı topraklarınızı savunmayı ve kendi vatanınızda yaşam koşullarını zorlamayı tercih etmelisiniz. Bu ülke, bu vatan sizin, işbirlikçilerin ve emperyalistlerin eline bırakmayın.
* Halk Meclisleri Birliğimiz, Gücümüzdür: Sorunlarımızın çözümü halkın örgütlülüğündedir
Bugün Halk Meclisleri; ezilen halkın, hak arayan işçinin, emekçinin tutsakların yanında yer almaktadır. Gezi şehitlerini unutmayan Halk Meclisi Berkin, Ali İsmail, Abdullah Cömertlerin, Ahmetlerin, Hasan Feritler için adalet arayanlarındır.
Hasan Ferit gibi yozlaşmanın karşısında olmaktan vazgeçmemeli, meclislerde örgütlenip mücadeleyi büyütmeliyiz.
Halk Meclislerine halkın ihtiyacı vardır. Halk Meclisiyle örgütlenelim, adalet aramaktan vazgeçmeyelim.
Birlik olmak güçlü olmaktır. Halk Meclislerinde örgütlenelim, birleşelim, güçlenelim!
* Tarihimizden Öğreniyoruz: TÖDEF’in güçlü sesi: Boykot!
Federasyonun amacı neydi? Nasıl bir işleyiş olacaktı? Federasyon kitle içinde tartışılmaya başlandı. Oligarşinin tüm saldırıları merkeziydi. Halkın her kesimine yönelik merkezi politikalarla saldırıyor ve mücadelenin gelişmesini engellemeye çalışıyordu. 12 Eylül faşist cuntasıyla YÖK, DGM… gibi bu saldırıların kurumlarını da oluşturmuştu.
Öyleyse gençlik de faşizmin bu saldırılarına karşı merkezi bir örgütlenmenin gücüyle cevap vermeliydi. Federasyonun kurulması işte bu bakışın ve ihtiyacın sonucu olarak hem mücadeleyi kitleselleştirecek, hem de merkezileştirecekti.
* 10 Soruda: Düzen partileri…
Seçimler, Parlamento ve Düzen Partileri Kitleler İçin Kurtuluş mudur?
Seçimler, parlamento ve düzen partileri kitlelere kurtuluş, umut olarak gösteriliyor. Oligarşik düzen kendi alternatifinin olmadığı, tek çözümünün bu düzende ve düzenin kurumlarında olduğunun sürekli propagandasını yapıp, kitlelerin bilincini bulandırıyor.
Oysa, gerçek böyle değildir. Oligarşinin seçim sandıklarından adalet, özgürlük çıkmaz. Çünkü bu parlamento, oligarşik düzenin çıkarlarını korumak için kurulan bir parlamentodur. Adaletsizliğin kaynağı, özgürlükleri yok eden oligarşinin kendisidir. Halkı soyan, sömüren oligarşiyi oluşturan işbirlikçi egemen güçler ve emperyalizmdir. Parlamento bunların çıkarlarını korumak için vardır. Onun için oligarşinin parlamentosu 77 milyon halkımız için kurtuluş olamaz. Halkın kurtuluşu, sömürü düzenine son verecek olan Devrimci Halk İktidarında, sosyalizmdedir.
* Av. Fuat Erdoğan faşizme karşı savaş çağrısıdır!
* Kürdistan’da Tek Yol Devrim: Kürt halkının kurtuluşu oligarşinin parlamentosunda değildir!
Halklarımızın tek kurtuluş yolu devrimdir! AKP ve tekellerin iktidarına, emperyalizme karşı savaşmaktan başka bir kurtuluş ve çözüm yolu yoktur. Bunun için, oligarşinin parlamentosu için seçime gitmek değil, Halk Meclislerinde örgütlenerek halkın iktidarını kurma yolunda mücadele etmek gerekir.
* FARC veya PKK uzlaşıyor diye halkların emperyalizm ve işbirlikçileriyle çelişkileri bitmeyecek!
Böylece on yıllarca savaşan ve Kolombiya halkına umut olan bir örgüt silahlarını teslim etmiş olacak. Karşılığında alınan hiçbir şey olmadan… Hedefleri olan devrim gerçekleşmeden. Halkın açlığı, yoksulluğu son bulmadan…
* Halkların Katili Amerika: Kredi kartı, yoksulun eline vurulmuş bir zincirdir!
Emperyalizm ve işbirlikçi tekelci burjuvazinin vahşi sömürüsü sonucu her geçen gün artan açlık ve yoksullukla birlikte; bankalara, kredi kartlarına “borçlu” olanların da sayısı artıyor. Bankalarıyla, şirketleriyle, kredi kartlarıyla halkımızı dört bir yandan kuşatıyorlar.
Sadece bir ay önceki asalak bankaların karı ve kredi kartı borçlusu sayısını karşılaştırmak bile, bu alandaki emperyalist sömürüyü ortaya koyacaktır!
* Yozlaşmaya Karşı Değerlerimiz: “Şans oyunları” adı altında oynatılan kumardır!
Düzen; yoksullaşan, işsizlik sorunu yaşayan, yaşama dair hiçbir beklentisi, insanca yaşama ümitleri kalmayan halkımıza; iddia, Milli Piyango, At yarışı, Kazı Kazan, Şans Topu vb. oyunlarla kumarı meşrulaştırmakta, iktidarlar eliyle insanlarımız, kumar bağımlısı haline getirilmektedir.
Halkımızın büyük bir çoğunluğunun yoksulluk sınırında ve altında yaşadığı, gelecek umudu olmayan ülkemizde, “kumar” adıyla her türlü organizasyon yapılmakta ve devlet tarafından da desteklenmektedir.
Kumar oyunları gelişmiş bir sektör haline gelmiş, umut tacirleri halkımızın umutlarını sömürürken onların hayallerinden kasalarını doldurmaktadır.
* Halkın Hukuk Bürosu: Zulmedenler korkmakta sonuna kadar haklıdırlar!
SORU 1: Bir kilo çayı, yarım kilo şekeri, sonbaharda kışlık giysi bulundurmayı “dağdaki teröriste yardım” diyerek tutuklama gerekçesi yapan hukuk KİMİN HUKUKUDUR?
SORU 2: Bir sağlık çalışanının, kullanıldığı açıkça belli olan kendi ilaçlarına el koyarak özgürlüğünü elinden alan YARGI KİMİN YARGISIDIR?
SORU 3: “Bir aydır ortalıkta görünmüyorsun, yoksa ‘dağdaki teröristlere’ yardım mı yaptın?” sorusu ile DELİLSİZ, KANITSIZ suçlama yönelten ve suçsuzluğunu ispata zorlayan POLİS KİMİN POLİSİDİR?
SORU 4: Adliye binasının girişinde avukatların savunma materyallerine el koyup delil değerlendirmesi yapmaya çalışan, “kamuya açık yerlerde basın açıklaması yapamazsınız” diyerek hukuk bilmezliğinin yanında asgari zihinsel işlevden bile yoksun olduğunu gösteren kolluk görevlisi HANGİ DEVLET DÜZENİNE AİTTİR?
* Kamu Emekçileri Cephesi: Memurlardaki suni dengeyi militan mücadeleyle yıkacağız!
Oligarşik devlet aygıtının baskı ve pasifikasyon araçlarının güçlenmesi, aldatıcı (nispi) refah ve kökleri ta merkezi feodal Osmanlı Devleti’ne dek uzanan ”yıkılmaz, karşı konulmaz” devlet imajıyla birleşerek, emekçi halkımızın düzene olan tepkilerinin pasifize edilmesine Suni Denge denir.
Suni Denge, her şeyden önce nesnel bir olgudur. Emperyalizmin III. Bunalım Döneminde yeni-sömürge ülkelerde, sürekli milli krizin varlığı koşullarında, halk kitlelerinin içinde bulunduğu pasif tutumun, bu dönemde proletaryanın teori ve taktiğini belirleyen önderler tarafından ifade ediliş tarzıdır.
* Röportaj: Ali Rıza Küçükosmanoğlu
İşçi Hareketi gazetesinin Oya Baydak direnişi ile ilgili “DİSK Başkanlar Kurulu Oya Baydak Direnişi Çözüm Komisyonu”nun raporunu ve DİSK Başkanlar Kurulu’nun tutumunu; Komisyon üyesi Nakliyat-İş Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu ile yaptığı röportajı biz de yayınlıyoruz.
* İşçi Hareketi: İşçiler kadro haklarına sahip çıkmalıdır!
İşçi Sınıfı, Kadrolu İşçi Olma Hakkına Sahip Çıkmalı, Bu Talebini Yükseltmelidir!
Mahkeme kararlarını uygulamak zorunda olan AKP hükümeti derhal kadro düzenlemesini yapmalı, işçilerin geçmiş hak kayıplarını da telafi ederek kadroları açmalıdır.
Unutmayalım ki; bu mahkeme kararlarını uygulatmak işçilerin elindedir. İşçiler haklarına sahip çıktıkları ve kadro hakları için mücadele ettikleri oranda kadro haklarını kazanacaklardır.
* Oya Baydak açlık grevine başladı!
BAŞARAMADILAR. Direnmeye devam ediyorum. Ben Oya Baydak; işimi, ekmeğimi, onurumu ve direnme hakkımı korumak için direnmeye devam edeceğim.
Bu hakkımı ve kararlılığımı ne patronlar ne de patron sendikacılarının saldırıları, tehditleri engelleyebilir. Çünkü biliyorum ki onurunu korumayan, her şeyini kaybeder.
Direnme hakkını korumayan, onurunu dahil ekmeğini de kaybeder. Direnme hakkı baskıya, zulme karşı direnmektir. Hakların gaspedilmesine karşı direnmektir. Direnme hakkına sahip çıkmak sadece Oya Baydak için değil, tüm işçiler için gereklidir. Bu nedenle işçileri, tüm halkımızı DİSK binasında sürdürdüğüm direniş nezdinde kendi haklarını savunmaya çağırıyorum.
* Oya Baydak: İşim, ekmeğim, onurum için açlık grevine başlıyorum!
* Haberler…
* Sanatçıyız Biz: Sanatçılar ancak örgütlü olduklarında saldırılara karşı dimdik durabilir!
Bütün bunların tek çözümü vardır; örgütlenmek. AKP faşizminin linç kampanyalarını boşa çıkarmak, halkın içinde örgütlenmekten geçiyor, sanatçıların birbirleri arasında örgütlenmesinden geçiyor. Örgütlü bir el demir gibidir, kırılmaz bükülmez. Çünkü gücünü tek bir elden almaz yüzlerce, binlerce elden alır. Örgütlü Sanatçılar da Asla Yenilmez! Bedel Ödemeden Hiçbir Hak Alınamaz!
Bütün Sanatçılara Çağrımızdır; Kendi haklarınız ve halkımızın hakları için Sanat Meclisi Çatısı altında Örgütlenelim!
* Bizim Mahalleden: Umudu büyütmek için Yürüyüş okuyalım, okutalım!
Umudu büyütmek için Yürüyüş okuyalım, okutalım!
Her Yürüyüş okuru, aynı zamanda kendisini, Yürüyüş dergisinin dağıtımcısı gibi hissetmelidir. Bir dergi alıyorsa iki dergi almalı, bir başkasına da ulaştırmalıdır dergimizi.
Herkes ve her alan kendisine hedefler koymalı, dergi dağıtımını ikiye katlamalıdır.
Dergimiz bir okuldur. Hayatın gerçeklerini, kavganın haklılığını, güzelliklerini, umudu pek çok insan dergimizden öğreniyor, dergimizle kavgaya atılıyor, örgütleniyor.
Dergimiz ayaklı bir kadrodur. Girdiği yere devrimci politikayı taşır ve orayı örgütler.
O zaman dağıtacağız, daha çok insana dergimizi ulaştıracağız. Ulaştığımız her insan, düzenden kopardığımız bir insandır; bizim zaferimizdir.
Yürüyüşe sahip çıkıyorum, Yürüyüş okuyorum diyelim, Yürüyüş okutalım.
* Gazi’de her sokak mevzi, herkes Hasan Ferit oldu!
Polis saldırısına rağmen ana caddede ısrarla dalgalandırılan sancak ekibinin kızıl sancakları, düşman karşısındaki direnişin zafer ilanı gibiydi. Kimi zaman o sancağı dalgalandıranlar gaz kapsülüyle vuruldu ama durduğu mevziyi terk etmedi. Bir süre bu şekilde direnildikten sonra direniş Gazi Mahallesi’nin tüm bölgelerine yayılmaya başladı. Bu sokaklar Günay Özarslan direnişine tanıklık etti! Bu sokaklarda seksen saatlik bir direniş, bir büyük zafer yaşandı! Bunun bilinci, iradesi ve gururuyla direndi Cepheliler!
* Gerçek bayramları kutlayabilmek için mücadelemizi büyütelim!
* Avrupa’da Yürüyüş: Viyana direniş günlüğü
* Avrupa’daki Biz: Konser çalışmalarımıza yardımcı olabilecek köşe taşları…
NASIL KOMİTE KURACAĞIZ?
Hemen yanı başımızdakinden başlayarak, o sorunu yaşayan veya buna dahil edebileceğimizi düşündüğümüz en yakınımızdaki insanı katarak kuracağız.
Irkçılığı hepimiz yaşıyoruz, hissediyoruz ve biz en yakınımızda olan ve ırkçılık sorununu yaşadığının farkında olan kişiyle başlayacağız. Irkçılıkla mücadelede görev alabilecek, buna en açık olan kişilerle kuracağız komiteyi.
* Kulağımıza Küpe Olsun…
Bende bir yumurta var, sende bir yumurta var. Eğer sen bana bir yumurta verirsen, ben sana bir yumurta verirsem, yine sende bir yumurta bende bir yumurta olur.
Sende bir bilgi var. Bende bir bilgi var. Ben sana bir bilgi verirsem, sen bana bir bilgi verirsen, sende iki bilgi, bende iki bilgi olur.
Konfüçyüs
* Yitirdiklerimiz…
“Gözyaşımızı içeriye, kinimizi dışarıya vurmalıyız.”
Arslan Bilgin
* Öğretmenimiz
Barışın Adaletin Ve Özgürlüğün Kısacası Kurtuluşun Yolu Çok Basit Ve Sade
3 Kelime
Bağımsızlık
Demokrasi
Sosyalizm