* Emperyalistlerin Yarattığı Canavar Fransa’yı Vurdu! 127 Ölü, 200 Yaralı…
* Paris Katliamının Sorumlusu, IŞİD’i Yaratan Emperyalistlerdir!
* Emperyalistleri; Sınırları, Önlemleri Koruyamaz!
* Halklara Zulmetmekten, İşgalden, Sömürüden Vazgeçecekler!
* Emperyalistlerin, “Terör” Bahanesiyle, Halklara Yeni Saldırılar Düzenlemesine, Yüzlerce Yıl Bedel Ödenerek Kazanılan Hakları Gasp Etmesine İzin Vermeyelim!
* AKP Faşizmiyle İşbirliği Yapan Alman Emperyalizmi, Grup Yorum’u “Sakıncalı’ Diye Sınır Dışı Etti!
* Almanya, Grup Yorum’u Yasaklayarak Irkçılığını Gizleyemez! Konserlerini Engelleyemez!
* Emperyalist Kuşatmaya 7 Bin Yürekle Direndik!
* Kuşatmayı Yarmanın Onuru ve Güveniyle Yasakları da Aşacağız!
(Derginin PDF’sini okumak için linke tıklayınız:
http://yuruyus-info.org/pdf/pdf/496.pdf
Umudu büyütmek için Yürüyüş okuyalım, okutalım!
Her Yürüyüş okuru, aynı zamanda kendisini, Yürüyüş dergisinin dağıtımcısı gibi hissetmelidir. Bir dergi alıyorsa iki dergi almalı, bir başkasına da ulaştırmalıdır dergimizi.
Herkes ve her alan kendisine hedefler koymalı, dergi dağıtımını ikiye katlamalıdır.
Dergimiz bir okuldur. Hayatın gerçeklerini, kavganın haklılığını, güzelliklerini, umudu pek çok insan dergimizden öğreniyor, dergimizle kavgaya atılıyor, örgütleniyor.
Dergimiz ayaklı bir kadrodur. Girdiği yere devrimci politikayı taşır ve orayı örgütler.
O zaman dağıtacağız, daha çok insana dergimizi ulaştıracağız. Ulaştığımız her insan, düzenden kopardığımız bir insandır; bizim zaferimizdir.
Yürüyüşe sahip çıkıyorum, Yürüyüş okuyorum diyelim, Yürüyüş okutalım.
Yürüyüş Dergisine ve kitaplarımıza ulaşmak için Ozan Yayıncılıkla iletişim kurabilirsiniz.
Ozan Yayıncılık Telefonu: (0-212) 536 93 44
Haftalık Dergi / Sayı: 496
22 Kasım 2015
Fiyatı: 1 TL (KDV dahil)
İÇİNDEKİLER:
* Katliamların sorumlusu, IŞİD’leri yaratan, ezilen halkları azgınca sömüren emperyalizmdir!
Kardeşlerinizin kanını döken IŞİD olduğu kadar Fransa devletidir. Fransa emperyalist bir devlettir. Kardeşleriniz ve tüm ezilen dünya halkları adına Fransa’nın ve tüm emperyalistlerin yakasına yapışın! Hesap sorun! Başka halkların kanını dökmesine izin vermeyin!
IŞİD katillerinin yaptığı bu katliamın faturasını yabancılara ve Müslüman halklara çıkararak, ırkçılığı, yabancı düşmanlığını geliştirme çalışmalarına sessiz kalmayın!
IŞİD çetelerinin yaptıklarına şimdi ‘VAHŞET!’ diyorlar. El-Kaide ve IŞİD vahşetini yaratan, gerçek terörist emperyalistlerdir. Paris’teki katliamın yaratıcısı da, halklar arası düşmanlığın, ırkçılığın, açlığın, yoksulluğun, yaratıcısı da emperyalistlerdir.
* Biz Diyoruz ki: IŞİD emperyalizmin yarattığı katil sürüsüdür!
Biz diyoruz ki: Biz bu halkın çocuğuyuz, halkın iktidarını istiyor ve halk savaşı veriyoruz. Onlar ise; emperyalizmin artığı katil sürüleri, emperyalizmin çıkarları için halka karşı savaş verirler.
Biz; halklar için mücadele ederiz, halkların hakları için bedeller öderiz. Onlar ise; halk ve hak için değil, emperyalizmin çıkarları için katlederler.
* Kanımız üzerine pazarlık yapanlar, saraylarınızı başınıza yıkacağız!
Emperyalizm Krizdir; Çürüyen Kapitalizmdir! 100 Yıl da Tartışsanız Çözüm Üretemezsiniz
G20’ye kapitalistler tarafından atfedilen önem; kapitalizmin sorunlarını tartıştığı, krizlerine çözümler arandığı toplantılar olmasıdır. Her ne kadar kendi aralarındaki sorunları, dünyada yaşanan gelişmeleri tartışıyor görünseler de; asıl olarak emperyalist-kapitalist sistemin sorunlarına, krizlerine çareler aramak için, devlet başkanları ve başbakanların yanı sıra çok sayıda tekel bu toplantılarda yer alıyor.
Erdoğan geçen yılki BM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada “Dünya 5’ten büyüktür” demişti. Elbette öyledir dünya, G20’den de büyüktür, merak etmeyin. Biz 7 milyarız; sizi döktüğünüz kanda boğacağız. Emperyalizmin kurbanı değil celladı olacağız.
* Halk Cephesi Uluslararası İlişkiler Komitesi: Paris’teki katliamın hesabını halklar soracak!
Sorumlular, bu politikalarla halkı hedef haline getiren iktidarlardır. Bu katliamların Suriye’ye atılan bombalarla unutturulmasına izin vermeyelim! IŞİD’in kitlesel katliamlarının sorumluları; Obama, Merkel, Hollande ve Recep Tayyip Erdoğan’dır. Halklardaki bu nefreti, katil IŞİD’i yaratan bu politikacıların ta kendisidir. Önce onlardan hesap soracağız! Katliamın yeni ırkçı politikalarla, daha çok kan akıtılarak unutturulmasına izin vermeyelim!
* YÖK’e Karşı Mücadele Tarihini Yaratan Dev-Gençliler; 6 Kasım’ı halk direnişi haline getirdiler
Dev-Gençliler Halkın Evlatlarıdır! Boykotla Tüm Halk Kesimlerinin Ortak Taleplerini̇ Dile Getirmişlerdir!
6 Kasım boykotunda her yerde DEV-GENÇ’lilerin sloganları ve talepleri dalgalandı. Sadece üniversitelerde, liselerde değil; esnaflara yapılan kepenk kapatma çağrılarında, kahvehanelerde, mahalle sokaklarındaki pankartlarda, yürüyüşlerde…
* Sol’un Köşe Taşları: Oportünizm-reformizm dokunduğu yere bunalımlarını da taşıyor!
Her 6 Kasım’da olduğu gibi, bu 6 Kasım’da da tablo değişmedi oportünist-reformist solda. Dev-Gençliler de yine 6 Kasım’a yönelik eylemlerini, tavırlarını koydu. Oportünist-reformist sol temsili açıklama dışında hiçbir şey yapamazken… Yaptıkları bu açıklama ise tüm solu bile içermiyordu. Çoğu örgütün gençlik örgütlenmesinin hiçbir faaliyeti bile yoktu zaten 6 Kasım’da… Bir-iki örgüt dışında sol, üniversitelerde varsa da, onlardan yansıyan herhangi bir faaliyet yoktur. OPORTÜNİST-REFORMİST SOL POLİTİKASIZDIR!
Peki 6 Kasım’da ortaya çıkan bu tabloyu kim yaratmıştır…
* Kamu Emekçileri Cephesi: Emperyalizme, faşizme karşı mücadele etmek ve ekonomik demokratik haklarımız için örgütlenmeliyiz!
Sosyalizm bir düş değil gerçektir. Ve bu bayrak altında Sovyet halkı 70 yıl yaşamıştır. Küba bugün 56 yıldır yaşıyor. Dünyada kişi başına düşen doktor sayısı en fazla olan ülke, okuryazarlık oranı %99. 9 olan ülke olma onurunu taşıyor.
Bırakalım sosyalist olmayı, onurlu kalabilmek için bile faşizmle mücadele etmeliyiz. Ve mücadele etmenin tek yolu örgütlenmektir.
İşyeri meclislerinde, somut sorunlar etrafında bir araya gelerek kendi sorunlarımızı kendimiz çözeceğiz. Bunun yegane formülü de örgütlenmektir.
* Gençlik Federasyonundan: 2 gün de, 2000 gün de konuşsanız nafile!
Dünya halklarının baş belası Amerika ve diğer tüm emperyalist ülkelere son çağrımızdır:
Ya kendiniz gidersiniz Anadolu topraklarımızdan, ya da biz sizi ayak izlerinize kadar sileriz bu diyarlardan. Anadolu sizlerin savaş karargahı değil ve hiçbir zaman da olmayacak. Çünkü buralarda biz varız; Alişanlar var…
* Liseliyiz Biz: Silvan’da katleden devlettir!
Bu düzen erken büyümek zorunda bırakıyor bizi. Genç bedenlerimizle, alev alev yanan yüreklerimizle tam ortasında dururken hayatın; onlar tedirgin, pörsümüş korku dolu kalpleri ile elleri her an tetikte, kendi sonlarını hazırlıyorlar.
Delik deşik edilen cüretli genç bedenlerin öfkesi ile bileyliyoruz öfkemizi. Bir gün Uğur, diğer gün Berkin bizim adımız. Omuzlarımızda geleceğin sorumluluğu var. Söyleyecek sözümüz, düşenlerimizin sorulacak hesabı var.
* Ülkemizde Gençlik: G-20 zirvesi katiller sürüsüdür, hesap soracağız!
Emperyalist haydutlar ve işbirlikçileri AKP’nin ev sahipliğinde 15-16 Kasım tarihlerinde Antalya’da G20 adını verdikleri toplantıyı yaptılar. Bu toplantı dünya halklarının kanını daha fazla akıtabilmek, dünya halklarını daha fazla sömürebilmek içindir. Tabi bunun karşısında duran en büyük güç yine Halk Cephelilerdir. Ve bir kez daha emperyalist haydutların topraklarımızda kanlı pazarlıklar yapmalarına sessiz kalmadılar.
* İşçi katillerine AKP’den teşvik, tekellerden ödül!
Her bina, düzenlenmiş bir arsada kurulur ve belirli derinlikte kazılmış temeller üzerinde yükselir. Emperyalizmi bir binaya benzetecek olursak, onun arsası sahtekarlıktır. Üzerinde yükseldiği temelin tuğlası ise işçi cesetleridir.
Torunlar GYO’ya ait Mecidiyeköy’deki Torun Center inşaatında 6 Eylül 2014 tarihinde iş cinayetlerinden biri daha işlendi. İçinde işçilerin olduğu asansör, 32. kattan yere çakıldı. 10 işçi korkunç bir şekilde hayatını kaybetti. Aynı inşaatta çok değil 5 ay önce yine bir işçi öldürülmüştü. 9 Nisan 2014’te montaj işçisi 19 yaşındaki Ercan Polat, çocuk denecek yaşta katledildi.
* Emperyalist kuşatmaya 7 bin yürekle direndik! Kuşatmayı yarmanın onuru ve güveniyle yasakları aşacağız!
Binlerce seyirci önce hafiften, sonra giderek güçlenen bir koroyla “Oy dere”yi söylemeye başlıyor. Sahnenin arkasında devasa boyutta “GRUP YORUM HALKTIR SUSTURULAMAZ” pankartı, pankartın önünde bomboş sahne… Ve boş sahnenin karşısındaki binlerce kişilik halk korosu türküsünü söylüyor.
Türkü bitiyor. Büyük bir alkış. Avrupa’daki Grup Yorum üyesi İhsan Cibelik ve Yorum’un genç üyesi Özgür Gültekin çıkıyorlar sahneye.
* 4. Büyük Avrupa Konseri yapıldı!
Kararlılığımızla, türkülerimizin sesini kısmak isteyenlere 14 Kasım’da güçlü bir cevap verdik. Bu konserin yapılması için gecesini gündüzüne katan tüm Grup Yorum Gönüllülerine teşekkür ediyoruz.
Çeşitli çevrelerin konserin yapılmayacağı spekülasyonlarına karşı, vize engellemelerine karşı, kararlılığını kaybetmeyerek konser için çalışmaya devam eden herkese, sahnede Grup Yorum’un olmayacağını bile bile o salona gelen herkese teşekkür ediyoruz.
Bu yanıyla bu konser SAHİPLENMENİN konseridir. Daha güçlü, daha kitlesel Grup Yorum konserlerini birlikte yaratacağız. Hiçbir güç buna engel olamadı ve olamayacak!
* Anadolu Federasyonu: Türkiye faşizminin onlarca yıldır yapamadığını, siz de yapamazsınız! Devrimcileri bitiremezsiniz!
Her dal, kesilen yerden daha gür, daha güçlü çıkar. Sanat Atölyesine ve yöneticilerinin evlerine yönelik baskınların hiçbir hukuki gerekçesi ve açıklaması yoktur. Tamamen keyfiliktir, tamamen tahammülsüzlüktür. Bu keyfilik ve tahammülsüzlük karşısında Köln Sanat Atölyesi’yle birlikteyiz.
Tahammül etmeyi öğreneceksiniz; ya “BİZİM DÜZENİMİZİN DEMOKRASİYLE UZAKTAN YAKINDAN İLGİSİ YOKTUR” diye ilan edeceksiniz ya da kendi yasalarınıza, kendi demokrasinize uyacaksınız.
* Sanatçıyız Biz: Örgütsüzlük, dönüp bizi vuran bir silahtır! ÖRGÜTLENMELİYİZ!
Sanatçılar Örgütlülüğe, Halkın Örgütlü Gücüne İnanarak Hareket Etmelidirler!
Nazım Hikmetleri, Ruhi Suları, Fakir Baykurtları, Ahmet Arifleri, Yılmaz Güneyleri, Mahsuni Şerifleri, Yaşar Kemalleri ve daha birçok aydın, yazar, sanatçıyı halkın gönlünde yer almasını sağlayan, halktan yana tavır almasıdır. Onlar halkın örgütlü gücüne inanmışlar ve eserlerine de yön veren bu olmuştur. Halk için sanat yapmışlar, halk için üretmişlerdir. Tavırsızlığın, boyun eğmenin, tarafsızlığın bir erdem sayıldığı koşullarda, başkaldırının, direniş geleneğinin yanında olmanın bir onur olduğunun bilinciyle davranmışlardır.
* Halkın oyunu alabilirsiniz ancak gönlünü alamazsınız! Çünkü Amerikan işbirlikçisi, halk düşmanısınız!
DEVRİM kitlelerin eseri olacak evet. Buna inanıyoruz. “Hiç kimsenin adam yerine koymadığı halkı, yoksulları örgütleyin, bu da yetmez, iktidarı onlar almalıdır…” demiş ustalarımız.
Tıpkı ustalarımız gibi MİLYONLARCA KUM TANESİNDEN, KUM TEPESİ YAPACAĞIZ. MİLYONLARCA GÜÇSÜZDEN, GÜÇ YARATACAĞIZ. Yaşadığımız her yerde halkı örgütlemeli, halk örgütlülükleri yaratmalıyız. Örgütlenmeliyiz.
* Anadolu Cephesi: Propaganda ve ajitasyonu güçlendirmeli ve yerelleştirmeliyiz!
“… halk kitleleri devletin ideolojik, politik, ekonomik yönlendirmesiyle, burjuvazinin çizdiği ideolojik sınırlar içinde düşünür ve çözüm yollarını bu çerçevede arar. Dolayısıyla çözüm yolunun bu çerçevede olmadığını gösterebilmek için onların ilgi duyduğu ve yönlendirildiği hemen her konuya bizim de ilgi duymamız, burjuvazinin yönlendirmelerini etkisiz kılmamız gerekir. Bunun bir yanı silahlı eylem ise, diğer önemli bir yanı halk kitlelerinin kavrayabileceği somut, güncel ve ısrarla sürdürülen etkili propagandalardır.”
* Kürdistan’da Tek Yol Devrim: Milliyetçilik halka güvensizliktir!
Kürt milliyetçi hareket ne yaşanırsa yaşansın “inadına barış” demektedir…
Ve Kürt ulusunun ulusal taleplerini olabilecek en geri noktaya çekmiştir…
Devlete pervasızca saldırma cesaretini veren işte bu küçük burjuva uzlaşmacı anlayıştır… Bir türlü kendi ayakları üzerine durmayı beceremeyip savrulan, kah ABD’den kah AB’den medet uman, oligarşi içindeki çelişkilerden yararlanmayı temel alan bu anlayışın düzene yerleşmek için çırpınmasıdır…
* 10 Soruda: Kapitalist Toplum
Burjuvazi; iş aletlerinin, fabrikaların, toprakların… vb. üretim yapılan yerlerin yani üretim araçlarının sahibi olan, emek harcamadan para kazanan asalak sınıftır. Ezilen sınıf yani yoksullar ise işçi sınıfıdır. İşçi sınıfı üretimi gerçekleştiren, emeğini satmak zorunda kalan kesimdir.
Burjuvazi üretim araçlarının mülkiyetini elinde bulunduran sömürücü sınıftır. İşçiler ise üretim araçlarına sahip olmadığından, kapitalist için çalışmaktan başka yolu olmadığı için sömürülen sınıftır.
* Halk Meclisleri Birliğimiz, Gücümüzdür: “Şans oyunları” adı altında kumar meşrulaştırılamaz!
Kumar Devlet Politikasıdır! Kumara En Büyük Yatırımı Yapan AKP İktidarıdır!
On Numara, Şans Topu, Süper Loto, Sayısal Loto, Milli Piyango, Spor Loto, Spor Toto, Altılı Ganyan, Kazı Kazan, İddaa…
Kapitalist düzendeki çürüme ve yozlaşma yaşamın her alanına yansır. Bencillik, çıkarcılık, yolsuzluk, hırsızlık, her türden ahlaksızlık devletin bütün kurumlarında mevcuttur. Burjuvazinin, “şans oyunları” dediği kumar da bunlardan biridir.
* Röportaj: Açlık grevimiz adalete giden yolda bir adımdır! Adaleti Sağlayıncaya Kadar Mücadelemiz Sürecek
Kampanyamızın adı adalet kampanyası; çünkü, yaşadığımız adaletsizliklere karşı mücadele edip halka adalet talebimizi duyurmak ve adalet istiyoruz. Çünkü, bu ülkede adalet istemek suç. Ama sokak ortasında, gece yarılarında, evinin önünde doğmamış çocuğuyla katledilmek serbest.
* Oligarşinin meclisi çürümüştür! Halk Meclislerinde örgütlenelim!
22 Kasım’da Gazi Mahallesi Anatolia Düğün Salonunda yapılacak Büyük Halk Meclisi Toplantısı için Gazi’nin 7 bölgesinde ve İstanbul’un 21 mahallesinde çalışmalar sokak sokak, kapı kapı sürüyor.
Halk Meclisi 22 Kasım’da yapılacak toplantının çalışmaları için 30 bin afiş, 50 bin bildiri ve 1 milyon kuşlama bastırdılar. Çalışmalar sadece bunlarla da sınırlı kalmayıp ev toplantılarıyla, kahvehane toplantıları ve otobüs konuşmalarıyla da sürüyor… Yapılan çalışmaları özet olarak aktarıyoruz…
* Savaş ve Biz: Zorluklar karşısında dayanıklı olmalıyız!
Savaş zorluk tanımaz. Emperyalizme ve faşizme karşı yürüttüğümüz kıyasıya mücadele, bizleri zorluklar karşısında dirençli kılacaktır. Şehitlerimiz İbrahim Çuhadar ve Muharrem Karataş gibi…
Eylemden sonra günlerce yol yürümek zorunda kalmışlar. Kara kış, soğuk demeden aç susuz yürümüşler; ayaklarının donmasına, donmadan kaynaklı kesilen parmaklarına rağmen yürünmesi gereken yere kadar yürümüşler; doğanın ve yaşamın karşılarına çıkardığı her türlü zorluğun üstesinden gelmişler, tarihimizin yaratıcısıdır şehitlerimiz. Ve 46 yıllık tarihimiz, nice zorlukların nasıl üstesinden geldiğimizin göstergesidir. 46 yıllık pratiğimiz, zorluklarla nasıl mücadele edeceğimizin göstergesidir.
Şehitlerimiz, 46 yıllık tarihimiz; her zaman dönüp bakacağımız kılavuzumuzdur. Aşılamayacak zorluk, çözülemeyecek sorun yoktur.
* Suruç’tan Silvan’a katleden AKP’dir
* TAYAD’lı Ailelerden 30. yıla merhaba yemeği
* Sarıgazi’de Adalet Yürüyüşü
* Baskınlar, gözaltılar bizi yıldıramaz!
* Cephe Milisleri: Adalet Cephe’nin namlusundadır!
* Yürüyüş’ü sokak sokak, kapı kapı halkımıza ulaştırıyoruz
* Oya Baydak’ın işine geri dönmesi için 100 bin imza topluyoruz!
Oya Baydak, 127 gündür patron sendikacılarına karşı süren iş, ekmek ve onur mücadelesinde işine geri dönmek için imza kampanyası başlattı. İnternet üzerinden yaygınlaştırmaya çalıştığımız imza kampanyamızı tüm dostlarımızın çevresiyle paylaşmasını istiyoruz!
* Halklara ve Devrimcilere Yönelik Baskı ve Engellemelere Hep Birlikte Karşı Koymak İçin Enternasyonalist dayanışmayı güçlendirmeliyiz!
* Avrupa’da Yürüyüş: Emperyalizm konserlerimizden bile korkuyor!
* Yitirdiklerimiz…
“…Cepheli olmak sıra neferi olmak, coşkulu ve cesaretli olmaktır”
Erhan Yılmaz
* Kulağımıza Küpe Olsun…
* Öğretmenimiz…
Yalnız Değiliz; Tüm Dünya Halklarıyla Birlikteyiz!
Güçsüz Değiliz; Gücümüz, İnancımızda, Tarihsel ve Siyasal Haklılığımızdadır!
BİZ KAZANACAĞIZ!
ÇÜNKÜ, BİZ HALKIZ VE HAKLIYIZ!