Dilek Doğan, 18 Ekim 2015 günü Küçük armutlu mahallesinde gece yarısı evine baskın yapan polislere “galoş giyin” dediği için göğsünden vurularak ağır yaralandı. 1 hafta boyunca komada yaşam mücadelesi veren Dilek, 25 Ekim’de yaşamını yitirdi.
Dilek Doğan’ı vuran özel harekât polisinin vurulma görüntüleri, fotoğrafları ve ismi basında da yer aldı. Katilin ismi; aynı zamanda operasyon amiri olan Yüksel Moğultay. Yüksel Moğultay’dan soruşturma kapsamında ifadesi alındı. Ve ardından serbest bırakıldı. Başka bir deyişle; herkes gibi sabah işine gidip akşam evine dönen, hiçbir suçu olmayan bir insanın gece yarısı evini basarak katleden biri, bugün elini kolunu sallayarak rahatça dolaşıyor! Belki yeni katliamlar yapıyor, belki başka insanlık suçları işliyor, bilemiyoruz. Ama bildiğimiz tek şey şudur: Çok açık bir biçimde “kasten adam öldürmek” suçunu işlemiş bu kişinin halen tutuklanmamış olması, bu ülkede adalet olmadığının en net göstergesidir.
17 Şubat Çarşamba günü saat 10.00’da katil polis Yüksel Moğultay’ın tutuksuz yargılandığı davanın ilk duruşması, Çağlayan Adliyesi’nde 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Evet, bu ülkede adalet yok diyoruz; ama bu düzenin mahkemelerinin katilleri cezalandırdığı, daha doğrusu cezalandırmaya mecbur bırakıldığı örnekleri de çok net biliyoruz. Metris Hapishanesi’nde işkenceyle katledilen Engin Çeber’in katillerinin müebbet hapis alması, bunun en somut örneğidir. Ama bu da kendi kendine olmamıştır; adaletsizliğe teslim olmama mücadelesiyle ve halkın sahiplenmesiyle olmuştur.
Bugün AKP, Türkiye’nin her yerine yayılan bir katliam ve infaz çetesine dönüşmüş durumdadır. AKP’nin polislerinin Dilek Doğan’ı katlettikleri gibi, AKP’nin sivil faşist çeteleri İstanbul’da Cihangir merdivenlerinde oturan insanlara silahlarla, taşlarla, sopalarla saldırıyor. AKP’nin kolluk kuvvetlerinin Cizre’de bodrum katında yaralıları katlettikleri gibi, AKP’nin lağım faresi Sedat Peker, “katliamları durdurun” diyen akademisyenlere “kanınızla oluk oluk duş alacağız” diyor.
Bu katliam ve infaz çetesi; faşist olmayan, kendisi gibi düşünmeyen, kendisi gibi yaşamayan her kesime savaş açmış durumdadır. Bundan kaçamayız; kaçtıkça, sindikçe bizi daha fazla teslim alacaklar. Dün Dilek’i katlettikleri gibi, yarın başka birini, belki bizi, belki en yakınımızı, en sevdiklerimizi katledecekler. AKP’nin katliamlarının sıradanlaşmasını, normal bir olaymış gibi karşılanmasını engellemenin, AKP’nin saldırılarını, katliamlarını durdurmanın tek yolu; tek tek bireyler olarak değil, hep birlikte, güçlü bir biçimde adaletsizliğe teslim olmayacağımızı haykırmamızdır.
Adalet talebimizi en güçlü şekilde haykıracağımız yerlerden birisi de 17 Şubat günü Dilek’in mahkemesidir. Katil polis Yüksel Moğultay’ın tutuklanması için başta meslektaşlarımız olmak üzere tüm halkımızı 17 Şubat Çarşamba günü 10.00’da Çağlayan Adliyesi’ne çağırıyoruz!
DİLEK DOĞAN İÇİN ADALET İSTİYORUZ!
KATİL POLİS YÜKSEL MOĞULTAY TUTUKLANSIN!
17 ŞUBAT’TA DİLEK İÇİN ÇAĞLAYAN’A!
HALKIZ, HAKLIYIZ, KAZANACAĞIZ!
HALKIN MÜHENDİS MİMARLARI