CİZRE’DE KATLEDEN DEVLET, DİRENEN HALKTIR!
Şırnak valiliği tarafından 04 Eylül 2015 tarihinde Saat 20.00 itibariyle, ‘örgüt mensuplarının yakalanması, halkın can ve mal güvenliğinin sağlanması’ gerekçesi ile Cizre ilçesinde sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir. Sokağa çıkma yasağının ilanı ardından, ilçeye her türlü şekilde giriş ve çıkışlar yasaklanmış, elektrik, su ve mobil şebeke ağları kesilmiştir.
Yine sokağa çıkma yasağının ilanını takip eden saatler içerisinde, Özel Harekat Timlerinin de yer aldığı geniş kapsamlı bir operasyon başlatılmıştır. İlçede devam eden saldırılar sırasında Özel timler tarafından halka dönük rastgele, kimi zaman ise hedef gözeterek ağır silah ve savaş araçları ile ateş açılmıştır.
Katliam yerlerinde halk ve tanıklarla görüşüp olay yerini inceledikten sonra yaptığımız bazı tespitler şunlardır;
*Yüzlerce ev kurşun ve havan toplarıyla kullanılmaz hale gelmiştir.
*Yaşamını yitiren çocuklar derin dondurucuda günlerce tutulmuştur. Yaşı büyük olanlar ise, temin edilmesi durumunda üzerine buz petleri konularak cesedinin kokması önlenmiştir.
*Neredeyse tüm ev ve işyerlerinin kapıları panzerlerle kırılmıştır.
*8 gün boyunca uygulanan sokağa çıkma yasağı Cizre halkının tümünde hastanelere gidiş engellenmiştir. Hatta 112 Acil Sağlık Hizmetleri yaralılara ambulansı hizmeti vermemiştir.
*Tüm eczaneler kapalı olduğundan dolayı, halkın acil veya kronik hastalıklardan dolayı ilaç alamamışlardır.
*Nur Mahallesi başta olmak üzere birçok yerde yeraltı su şebekesi patlamıştır. Bu aynı zamanda şu anlama gelmektedir; kanalizasyon ve su şebekeleri birbirine karışabilir, bu durumda halk sağlığı ciddi anlamda etkilenecektir.
*Çöplerin toplanmamasından dolayı bulaşıcı hastalık riski artacaktır.
*Ölen/Öldürülen hayvan leşlerinin 8 gün beklemesinden dolayı bulaşıcı hastalık riski söz konusudur.
*Havadaki ağır barut ve biber gazı kokusundan dolayı Kronik Akciğer Hastalarının etkilendiği görülmüştür.
*Cizre’de bulunan 8 Aile Sağlığı Merkezi’nin hepsi 8 gün boyunca kapalı kalmıştır. 35 aile hekiminin tümü işe gidememiş, sağlık hizmeti sunamamıştır. Halkın sağlığa erişimi 8 gün boyunca askıya alınmıştır. İncelemenin yapıldığı gün de tüm Aile Sağlık Merkezleri kapalıydı.
*Devlet hastanesinde Çocuk Uzmanı (Pediatrist) yoktur ve çocuk hastaların uzmanlarca sağlık hizmeti alması söz konusu değildir. İlçedeki tek tıp merkezi olan Özel Cizre Tıp Merkezi 8 gün boyunca kapalı kalmıştır.
*Resmi prosedürlerle gönüllü hizmet vermek isteyen hekim ve diğer sağlık personelleri engellenmiştir.
İlan edilen ve sekiz gün devam eden sokağa çıkma yasağının, ilanda belirtilen şekilde halkın can ve mal güvenliğinin korunması amacıyla değil, haberleşme özgürlüğünün engellenmesi ve halkı baskı, işkence ile teslim almak birlikte tam tersine uygulamaya dönüşmüştür.
*Ezan okunmasına ve Cuma namazı kılınmasına izin verilmemiştir.
*HDP ve DBP ilçe binasının kapılarının kırılarak duvarlarına yüzlerce kurşun isabet etmiştir.
*Doğum hastaları, evde doğum yapmak zorunda kalmıştır.
*Polis araçlarında mehter marşları çalınmış, yüksek sesle halka dinletilmiş ve ‘ermeni dölleri’
vb ayrımcı ve hakaret içeren anonslar yapılmıştır.
*Kaymakamlık, okul, yurt, hastane vs. resmi kurumlara özel harekatçılar yerleştirilmiş, karargah gibi kullanılmıştır.
*Duvarlara ‘Türk İntikam Tugayları’ imzalı ‘TC Burada’ yazılı sloganlar görülmüştür.
*Mahallelerde, güvercinlerin başlarının kopartıldığı ve birçok hayvanın kurşunlanarak öldürülmüştür.
* Halkın su ihtiyacını karşılamak için damlarına koydukları su depolarına özellikle alttan hedef alınıp ateş edilmiştir
*Bakkal ve marketler yine aynı şekilde hedef alınmış halkın olası yiyecek teminin bile engellenmiştir. Yani kurşunlardan kurtulmayı başaran halk açlığa ve susuzluğa mahkum edilmiştir.
Yaptığımız tespitler gösteriyor ki; AKP halka karşı savaşta hiç bir sınır tanımamaktadır, halkın evlerine roket atacak kadar krizi derinleşmiştir. İktidarını kaybetmek istemeyen AKP bir yandan katliamlarla, savaş hukukunu bile hiçe sayan ahlaksız uygulamalarıyla halka korku yaymak isterken öte yandan işlediği suçları gizlemeye çalışıyor. Cizre’de yaşanan insanlık dışı uygulamalar hiç bir burjuva basında yer almadı. AKP faşizmini 13 yıllık iktidarından çok iyi tanıyoruz. Cizre’de gördüklerimiz, dinlediklerimiz tükenmekte olan bir iktidarın son çırpınışlarını daha da gözler önüne seriyor. Gördüklerimizi tüm halkımıza anlatmak boynumuzun borcudur. Ama sadece anlatmayacağız. Sağduyuya çağırmayacağız. AKP’nin halka karşı yürüttüğü savaşa halkın savaşıyla cevap vereceğiz. 12 yaşında katledilip 4 gün peynir dolabında bekletilen Cemile’nin hesabını soracağız. Sabahın 05.00’inde çöp atmaya çıktığında hedef alınarak başından vurulan Kürt dedesinin hesabını soracağız. Evine top mermisi atılan ve bir duvarı paramparça olan bir kadın şöyle diyor: “Bize işkence yapabilirler. Bizi öldürebilirler ama düşüncelerimize dokunamazlar. “Kürt halkı katilleriyle barışmıyor. 8 gün boyunca Cizre’ye damgasını vuran tek şey katliam değil, direnişin büyüklüğü de saldırının büyüklüğü kadar. Bugün hala sokaklarda hendek kazıp, çuvallara kum doldurup hazırlık yapıyor Cizre halkı. Elektriksizliğe, susuzluğa, top mermilerine, roketlere, panzerlere direnen Cizre halkını selamlıyoruz.
Kürdistan’da Direnen Kürt Halkı Yalnız Değildir
Kürdistan Faşizme Mezar Olacak
Biji Bratiya Gelan
Halkız Haklıyız Kazanacağız
HALK CEPHESİ