Elazığ Hapishanesi’nde Keyfi Ayakkabı Aramaları Yoluyla Müvekkil- Avukat Görüş Yasağı Uygulanıyor Elazığ Hapishane İdaresi Suç İşliyor!
Türkiye hapishanelerinde her gün yeni bir keyfilik yeni bir hak gaspı çeşidiyle karşılaşıyoruz. Denilebilir ki, hiçbir alanda gösteremedikleri yaratıcılığı tutsakların hak ve özgürlüklerini kısıtlarken gösterebiliyorlar.
Tutuklu kişi, ceza yargılamasının bir tedbiri olarak yargılama makamlarının önüne çıkarılabilmek için belli bir süreliğine belli bir mekânda kapalı tutulan kişidir. Hükümlü kişi ise bir mahkeme kararıyla, belli bir süre zarfında hürriyeti elinden alınan kişidir. Yani tutukluluk da hükümlülük de bir mahkeme kararına dayanan ve belli bir süreliğine kapalı tutulmayı ifade eden hukuki kavramlardır. Tutsaklık kavramı ise hukuki bir kavram olmayıp, keyfilik ve siyasi düşmanlık neticesi özgürlüğü elinden alınma halini ifade eder.
Tutuklu ve hükümlü kapalı tutulmanın getirdiği kısıtlılıklar haricinde her türlü hak ve özgürlüğünü kullanabilmek hakkına sahiptir ve hakkın kullanımının imkânları devlet görevlileri tarafından tutuklu ve hükümlüye sunulmak zorundadır.
Ancak Türkiye hapishaneleri bir eza cefa kurumu olarak işlev görmektedir. Bir işkence, uslandırma, itaat ettirme merkezi olarak kullanılmaktadır. Öyle ki, spor yapmak, sosyal etkinliklere katılmak, aile ve yakınlarıyla görüşebilmek gibi en insani ihtiyaçlar bile şarta bağlanmıştır ve ödüllendirme sistemine göre haklar adeta bahşedilmektedir.
Türkiye Devleti’nin ceza infaz mantığı öyle bir noktaya getirilmiştir ki, artık avukat ile görüşme hakkı yani savunma hakkı bile “ayakkabını gönül rızalığınla aratmadın” diye engellenmektedir. “Ayakkabının aranmasına izin vermedin” diye değil, gönül rızalığınla aratmadın, ayakkabını kendi kendine çıkarmadın diye… Altını çiziyoruz; gardiyanların aramasını engelleyen bir karşı koyma olmadığı halde çıkarılıyor bu engel…
6 Mayıs tarihinde, müvekkilimizle görüşmemiz keyfi ayakkabı aramaları nedeniyle engellendi. Hapishane başgardiyanları ve birinci müdürle konuşmalarımızdan sonuç almak mümkün olmadı. Hapishane idaresi arama yapmak yükümlülüğünü yerine getirmek yerine, “biz kimsenin ayağına eğilmeyiz” şeklindeki düşünce ve tavırlarıyla kamu görevi yapma yükümlülüğü ile bağdaşmayan bir şekilde görevlerini kötüye kullandılar. Bu konuyla ilgili Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduk. Aynı zamanda hapishaneden sorumlu cumhuriyet savcısıyla da görüştük, durumu anlattık. Cumhuriyet Savcısı konuyla ilgileneceğini, ancak tutsakların ayakkabılarını kendilerinin çıkarmak istememesini iyi niyetli bulmadığını, bir provokasyona zemin hazırlamak için olabileceği “kuşku”sunu dile getirdi. Ayakkabı aramalarına fiili mukavemet gösterilmezse aramaların yapılacağını, arama yapma görevinin personelin yükümlülüğü olduğunu, bu konuyu hapishane idaresi ile konuşacağını söyledi.
Hemen belirtmek isteriz ki, Savcının “kuşku”su bir devlet mantığıdır. Devrimci tutsakların kendilerine işkence yaptırtmak için kışkırtıcılık yaptıkları ithamına dayanmaktadır. Savcıya da ifade ettiğimiz gibi; devrimciler halkların hak ve özgürlükleri uğruna mücadele verdikleri için tutsak edilmişlerdir. Psikopat olmadıkları gibi, hak arama ve direnme bilincini her yerde ve her zaman taşımışlardır. Bu anlamıyla kendilerine işkence ettirmek için zemin yaratmak gibi bir açıklama gerçek dışıdır.
Hapishaneden sorumlu Cumhuriyet Savcısıyla görüşmemizden sonra aynı gün, 30 Mayıs tarihinde hapishane ziyareti için gittiğimizde müvekkilimiz Deniz Şah ile yeniden aynı sebeple görüştürülmedik. Aynı tartışmaları yeniden yürüttük ve tartışmalarımız sonuçsuz kaldı. Müvekkilimiz Deniz Şah’ın 3 Haziran tarihinde gönderdiği faksıyla birlikte, görüştürülmemenin dışında müvekkilimize işkence yapılmış ve bu işkenceyi anlattığı faksı disiplin kurulu kararıyla engellenmiştir. Ekte faksının örneğini halkımızın bilgisine sunuyoruz.
Özgür tutsakların avukatları olarak biz de bir kez daha ilan ediyoruz; ülkemizin her bir karışında yaşanan haksızlıkların, adaletsizliklerin, katliam ve işkencelerin karşısında durmaya, gücümüzün yettiği son sınıra, elimizin uzandığı son noktaya kadar mücadele edeceğiz. Bizi adaletsizliğe alıştırmak istiyorlar. Alışmayacağız, kanıksamayacağız, vazgeçmeyeceğiz.
Elazığ Hapishanesi idarecilerine sesleniyoruz, yasadışı talimatlar vermekten, suçu süreklileştirmekten, işkenceye vardırarak “işkenceci” sıfatı kazanma yolunda geri dönülmez noktalara gelmekten vazgeçin!.. İşkence insanlık suçudur ve zamanaşımı yoktur.
KEYFİ AYAKKABI ARAMALARINA VE DAYATMALARA SON VERİLSİN!
AVUKAT GÖRÜŞ HAKKI HİÇBİR GEREKÇEYLE ENGELLEMEZ!
ELAZIĞ HAPİSHANE İDARESİ SUÇ İŞLEMEKTEN VAZGEÇMELİDİR!
İŞKENCE İNSANLIK SUÇUDUR!
İNSANLIK ONURU İŞKENCEYİ YENECEK!
HALKIN HUKUK BÜROSU
Gürsel Mah. Kumlu Sok. No :13/10
Kâğıthane/İSTANBUL
Tel/Faks 0212 296 31 59
halkinhukuk@gmail.com
AÇIKLAMA NO: 474
TARİH: 8 HAZİRAN 2016