Yürüyüş okurları olarak 13 Aralık Pazar günü tanışmak ve sohbet için kahvaltıda bir araya geldik. Kahvaltı boyunca Kırklareli hakkında değerlendirmelerde bulunduk. Türküler söyledik. Kahvaltıya 15 kişi katıldı. Kahvaltıdan sonra 6 arkadaşımız birlikte şehir turuna çıkmışlardı, postane önüne geldiklerinde polisler kimlik kontrolü yapmak istediler. Arkadaşlarımız da “Geçen hafta da kimlik kontrolü altında keyfi olarak tacizde bulunmuştunuz. Size kimlik vermiyoruz.” cevabını verdiler. Ardından “İşkence Yapmak Şerefsizliktir” sloganları atarak işkenceyle gözaltına alındılar. Buna tanık olan bir abimiz müdahale etti. Onu da yerlerde sürükleyerek gözaltına aldılar. Yedi kişi 3 saat boyunca gözaltında kaldı ve haklarında işlem yapılıp serbest bırakıldılar.
17 Aralık Cumartesi günü Yürüyüş masasını açıp önlüklerimizi giydik, geçen hafta yaşanan gözaltı terörünü Kırklareli halkına anlatmak için hazırladığımızı 400 adet bildiriyi dağıtmaya başladık. Masamızın bulunduğu yerden gözaltı terörün yaşandığı yere kadar (500 metre) bildirilerimizi dağıttık. Esnafa gözaltına tanık olup olmadıklarını sorduk ve konu hakkında sohbet ettik.
Bildirimiz:
“BASKILAR, GÖZALTILAR BİZİ YILDIRAMAZ
Bizler; Ekmek, Adalet ve Özgürlüğün sesi YÜRÜYÜŞ Dergisi okurlarıyız. Bizler Kırklareli halkı ve emniyeti tarafından tanınan ve bilinen insanlarız. Açlığa ve yoksulluğa karşı, yozlaşmaya ve çürümeye karşı mücadele eden DEVRİMCİLERİZ. Kırklareli emniyeti bizleri tanıdığı ve bildiği halde, keyfi olarak hiçbir gerekçe göstermeden kimlik kontrolü adı altında taciz edici baskı oluşturmaktadır. Yine 13 Aralık Pazar günü saat 14.00’da postane önünde, Kırklareli halkının gözü önünde şov yaparak işkenceyle gözaltı yapmak istemiştir. Bu keyfi uygulamaya karşı direndik, işkenceyle yerlerde sürüklenerek gözaltına alındık. İrademizi kırmak için İŞKENCE karakolda da devam etti. DİRENDİK kazanan BİZ olduk.
13 Aralık Pazar günü Yürüyüş Dergisi okurları olarak Emirgan kafede 15 kişinin katılımıyla saat 11.00’de kahvaltı düzenledik, çalışmalarımız için hedefler belirledik ve dağıldık. 6 arkadaşımız toplu halde yürürken saldırıya uğruyorlar, bütün suçları bir Pazar sabahı kahvaltı etmekti. Düşünmek, tartışmaktı. Kısacası “Halkın sorunları sizi ilgilendirmez” diyorlardı. Düşünce ve örgütlenme özgürlüğümüze yapılan saldırıları boşa çıkartacağız.
İŞKENCE YAPMAK ŞEREFSİZLİKTİR!
BASKILAR BİZİ YILDIRAMAZ!
KIRKLARELİ HALK CEPHESİ”