Dışarıda yalan, demagoji ve terörle dünya halklarını yönetmeye çalışan emperyalizm Türkiye’de 2000 yılında F Tipi Hapishaneleri gündemine getirdi. Halkları teslim alamayan emperyalizm ve onun uşağı oligarşi devrimci tutsakları tecrit ederek teslim alabileceğini sandı. Ama 7 yıl süren ölüm orucu direnişi hesaplarını bozdu ve tecriti kabul edip tutsakların taleplerini kabul etmek zorunda kaldılar. Haftada 10 saat sohbet hakkı bu direnişin sonucunda kazanıldı.
Ülkemizde 10 saatlik sohbet hakkı hemen hemen bütün hapishanelerde tam olarak uygulanmıyor. Ve kazanılan haklar gasbedilmeye çalışılıyor. Rıza Yıldırım bu politikaların sonucunda şehit düştü. Kısıtlanmaya çalışılan sadece sohbet hakkı da değildir. Tedavi hakkının engellenmesi, hücreden çıkarken zorunlu olarak ayakkabı çıkarılmasının dayatılması gibi tutsakların iradelerini kırmak ve onları inançlarından soyutlayıp teslim almaya da çalışıyorlar. Hastalığının teşhisi yanlış konulup uygun olmayan ilaçlarla ”tedavi” edilmeye çalışılan, fenalaşınca bekletilip bilinçli olarak zamanında müdahale edilmeyen Rıza Yıldırım katledilmiştir. Hala ağır hasta olup tedavi bekleyen onlarca devrimci tutsak var bu ülkede. Durum böyleyken demokrasi, eşitlik, hak, hukuk, adalet gibi kelimeleri ağızlarına almaktan çekinmeyen egemenler de var bu ülkede. Bizler asla inançlarımızdan vazgeçmedik vazgeçmeyeceğiz. Rıza yoldaşımızın hesabı olmak üzere halka karşı işlenen tüm suçların, çekilen acıların hesabını soracağız!
RIZA YILDIRIM ÖLÜMSÜZDÜR!
DEVRİMCİ TUTSAKLAR ONURUMUZDUR!
KATİL DEVLET HESAP VERECEK!
MERSİN HALK CEPHESİ