DİRENİŞİNİN 282. GÜNÜNDE DİSK GENEL-İŞ İŞÇİSİ OYA BAYDAK İLE ÇAĞDAŞ HUKUKÇULAR DERNEĞİ ADINA AVUKAT SELÇUK KOZAĞAÇLI BİR BASIN TOPLANTISI DÜZENLEDİ.
Oya Baydak’ın işi için 284 gündür direndiği; DİSK ‘te gerçekleştirilen basın toplantısında; ÇAĞDAŞ HUKUKÇULAR DERNEĞİ ADINA KATILAN ÇHD GENEL BAŞKANI AVUKAT SELÇUK KOZAĞAÇLI, OYA BAYDAK VE DEVRİMCİ İŞÇİ HAREKETİ ADINA NİHAT ÖZBEY yer aldı.
OYA BAYDAK’IN basın toplantısındaki konuşmasıdır.
“ ADIM : OYA BAYDAK
Bugün direnişimin 282. Günü.
30 Haziranda Genel İş Sendikasından hiçbir haklı neden gösterilmeden tamamen keyfi, posta tebligatı yoluyla işten atıldım .
8 Temmuzda Disk Binası önünde basın açıklaması yaparak direnişime başladım. Daha direnişimin ilk günü Disk Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu ‘nun olayın muhatabı biz değiliz diyerek küçükseyen ve aşağılayan tavrıyla karşılaştık.
Ya nerede direnecektim. Kani Beko kimdir? O tarihte Disk Genel –İş Başkanı değil midir? .Mahallenin bakkalı önünde mi direnecektim. Arzu Çerkezoğlu 10 Temmuzda da bu tavrına devam eder nitelikte DİSK kapısını saat 16.00 ‘da, daha mesai bitmeden kilitleterek OYA BAYDAK ve beraber direnenler asla içeri girmeyecek ve buradan yararlanamayacaklar emrini vermiş. Bu ikinci provokasyonuydu. Kaldı ki içeride özel eşyalarımız ve ihtiyaç için içeriyi kullandığımızı bile bile. Bir kadın olarakta bu sokağın geceleri fuhuş ve travesti pazarı olduğunu bilmesine rağmen.
Arzu Çerkezoğlu Oya BAYDAK kimdir bilmek anlamak istememiştir.
Ben bu sendikaya tam 29 yıl emek verdim. Eminönü Belediyesinde iş hayatıma başladığımdan 1 yıl sonra bu sendikanın üyesi oldum. O zaman da; elimden geldiği yüreğimin yettiğince; sokaklarda alanlarda sendikal eylemlerde; gene önde gene inançla mücadele ettim. Şube yönetiminde iki dönem görev aldım. Daha aktif ve daha fazla sorumluluk alarak katkım olsun istedim ve de bir işçinin verebileceği desteğin en üst düzeyde katkılarım olmuştur.
Eminönü ve Fatih Belediyelerinin birleşmeleriyle şahsıma yapılan emekliye zorlama baskı yıldırma politikası ile birlikte; Sendikacıların; “siz direnin biz size sahip çıkarız” sözlerine inanarak, karşi koydum ve işten atıldım . Sendika avukatının davayı yanlış yönde açması tam sahiplenmemesi, nasılsa kazanırsın tavrıyla 22 yıllık alın terim heba oldu. Bir kuruş tazminat alamadım. Genel-İş Sendikasında 13 ay sonra işe başladım. Tam 4 yıl 4 ay çalıştım. Ta ki 30 Haziran 2015‘e kadar.
İşten atılmamda hiçbir haklı gerekçe yoktur. Kaldı kı hangi neden olursa olsun Sendikanın işçisini işten atmasını meşru ve haklı kılmaz. Ben emekçiyim işçilik yaptım her işte çalıştım. Çöp topladım, süpürge süpürdüm, yemek, çay servisi, park bahçelerde park temizliği yaptım. Gocunmadım bıkmadım. Çünkü asli görevim bu. Ben emekçiyim, beden gücümle kazandım alın terimi.
Haklı neden yoktur. 13 Temmuz’da Disk’in Ve Genel İş Şube Yöneticileri, şube başkanları ve temsilcilerinin çoğunluğunu oluşturduğu. Disk Başkanı Kani Beko – Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, bugünkü Genel İş Başkanı Remzi Çalışkan’ın başını çektiği 300 kişilik; bir kısmına 1000,00 TL verilmiş delege ve sendika yöneticilerinden oluşan bir grup tarafından linç edildik.
Ama yılmadım. Çünkü yalnız değildim. 30 yıllık eşim yoldaşım yarenim ve koskoca Devrimci İşçi Hareketi vardı yanımda. Çünkü haklılığımı en iyi onlar biliyordu.
O gün arkadaşlarımızın kafasını, gözünu kırdılar, beni yerlerde sürüklediler, kadın arkadaşlarımızın karınlarına tekmeler savuruldu. Ağza alınmayacak küfür, hakaret ve onur kırıcı sözler sarf ettiler. Ama biz hiçbir karşılık vermedik. Tek yaptığımız haklılığımızı anlatan sloganlarımızdı gün profesyonel boksörlük yapan Şube Başkanlarından birinin suratıma yumruk atma çabasını eşim engelledi. Eğer ki eşim engel olmamış olsaydı yumruk atmasına, belki şimdi hayatta olmayacaktım. O gün biz Diskin önünde linç edilirken o dönem ki Genel-İş Eğitim Daire Başkanı Hüseyin Yaman, sosyal medya da benim özel fotoğraflarımı koyup şahsımın özel hayatını tatil fotoğraflarımla teşhiri uygun görmüştür. Çünkü ahlakı değerini yitirmiştir.
10 ay boyunca yaşadığım her türlü karalama, iftira, saldırı ve her gün yaşanan stresten dolayı eşim birkaç kez kalp spazmı geçirdi. Çünkü kalp rahatsızlığı vardı.. 2,5 hafta önce de ağır açık kalp ameliyatı oldu. Hala tedavisi devam ediyor. Eşimin ve bütün ailemin yaşadığı bunca üzücü ve ameliyata kadar giden sağlık sorunlarından Sendikalar sorumludur. Bugün o yüzden eşim, ilk kez benim yanımda olamadı. Çok ama çok üzgünüm. Acil sağlığına kavuşmasını istiyorum ve diliyorum.
Evet tekrar diyorum. Bütün bu olayların tek sorumlusu vicdan, hak ve hukuk yetisini yitirmiş sendika yönetimidir. Ve her gün suçlarına yenilerini eklemektedir. Eşime umarım bundan daha kötü bir şey olmaz. Olursa bedeli ağır olur bunu da bilsinler.
Emek ve emekçiye olan kin ve nefretlerinden ivedilikle vazgeçsinler ve bana 11. İş Mahkemesinin verdiği gerekçeli kararın gereği işimi geri iade etsinler. Aksaray’daki Genel İş Şubeleri ‘ nın olduğu adres olan atıldığım iş yerine, görevime, 10 ay önce kaldığım yerden başlatsınlar.
Nedir onların HAK- Hukuk Mahkeme kararı tanımaz. Direnen bir emekçiye her türden ahlaki olmayan saldırıları kendilerine mubah gören tutum ve tavrı.
Siz sendika değimisiniz.?? Sendika ne için var? Kuruluş İlkeleriniz, tüzüğünüz nedir sizlerin? Sizden ne bir sadaka ne rüşvet ne de hakkım olmayan bir şeyi talep ediyorum. 282 gündür direndim. İşimi geri alıncaya kadar da bedeli ne olursa olsun aynı kararlılıkla inançla sürdüreceğim direnişimi.
Ama sizler gelin bu yanlışa bir son verin . Haklılığımı sizde tanıyın, saygı duyun.
- gün yanı 10 ay direnen bir işçinin durumunu mahkemeler bile haklı bulmuşken ne yapmasını istiyorsunuz; sizlerden korkup, sinip, biat etmesini mi bekliyorsunuz? ASLA ..!!
Ben onurum için yaşadım. son nefesime kadar da öyle yaşayacağım. Size 29 yıllık alın terimi emeğimi adaletimi teslim etmeyeceğim. Sizden işimi geri alıncaya kadar direneceğim.
ÇÜNKÜ BEN İŞÇİYİM. HAKLIYIM KAZANACAĞIM.
29 YILLIK; EMEK, HAK, ADALET KAZANACAK.