15.10.2015
Ankara da yaşanan katliamından dolayı taraf avukatları ve mağdur ailelerinin talebiyle duruşmaya 14 Ekim Çarşamba sabahı başlandı. Çarşamba ve Perşembe günü katliamdan kurtulan işçilerin anlatımlarından öne çıkanlar şöyle;
“Üretim Baskısı Vardı…”
İfadelerde üretim baskısının olduğu, olaydan bir iki ay önce bu baskının daha da arttığı ortaya çıktı. Katliamdan kurtulan bir işçi; “banttan mal gidiyor, bant durunca amirler kızardı. Diğer bantçı gelmeden ben çıkamazdım…” diyerek bantların hiç durdurulmadığını aktardı.
Bir diğer işçi ise; Halil Sarı’nın olayın olduğu gün öğlen 3-4 defa gelip “bandı durdurmayın yevmiyenizden keserim” dediğini söyledi.
Yüksel Ünlü, istenilen işi yapmadıkları zaman idareye ifade verdiklerini ve tutanak tutulduğunu, iş güvenliği ile ilgili emniyetin az olduğunu, asıl olarak üretime önem verildiğini söyledi.
“Taşeronlar Vardı…”
Sadettin Özkoç, üretim baskısı konusunda özellikle taşeron çavuşlardan üretim baskısı gördüklerini söyleyerek; “4 kasa çıkarmamız gereken yerden 6 kasa çıkarmamızı istemeye başladılar” dedi.
Çalıştığı bölgede sorumlu taşeron Ahmet Şengül’ün kendilerine üretim baskısı yaptığını söyleyen Arif Dudu, Şengül’ün zaman zaman; “çalışıyorsan çalış, çalışmıyorsan çantanı al git” dediğini belirtti.
Bir diğer işçi ise, 50-60 kamyon mal çıkarken bunun bazen 100 kamyona kadar çıktığını, amirlerin kendilerini sürekli sıkıştırarak daha fazla çalıştırdığını ve taşeronların ekipleri yarıştırarak sonuçların panoya asıldığını söyledi.
“İsmail Adalı İçin Küfür Normal Bir Davranış…”
Serkan Turan, İşletme Başmühendisi İsmail Adalı’nın işçilere şiddet uyguladığını ve hakaret ettiğini belirterek; “onun için küfür normal bir davranış” dedi. Olay günü Adalı’nın S1 ayağına gelerek hakaretler yağdırdığını, “iş bitene kadar kimse madenden çıkmayacak” dediğini söyledi. Bu ifadeleri salonda oturan ailelerde desteklediler.
Tüm bu anlatımlar aslında işçilerin hangi şartlarda çalıştığını gözler önüne serdi.
“Denetlemelerden Haberdar Olurduk ve Ocağı Toplardık, Malzeme Eksikliği Nedeniyle Kaynaklı ve Düzeltilmiş Malzeme Kullanırdık…”
İşçilerin anlatımlarından, müfettişler gelmeden önce haber verildiği ve amirlerinin ocağı düzenlettirdiği ortaya çıktı. İşçiler, kendilerine müfettiş gelmeden önce amirleri tarafından; “bugün müfettiş gelecek herkes ayağını denk alsın” denildiğini söyledi.
Yine ifadelerden, ocakta malzeme eksikliğinden daha önceden kullanılmış malzemelerin preslenip tekrar kullanıldığı hatta bazen kaynaklanmış malzemelerin de kullanıldığı anlaşıldı.
“Telefonlar O Gün Çalışmadı…”
Olay günü ocağı duman bastıktan sonra telefonların çalışmadığı da işçiler tarafından sıkça ifade edildi. Bir işçi anlatımlarında; “U3 panosunda top atımı oldu. 15 dakika sonra duman geldi. Telefon etmek istedik bozuktu…” dedi.
Bir diğer işçi ise; ”benim bulunduğum yerdeki telefon bozuk olduğu için 155 denen yere gidip telefon getirdim amir benden aldı…” dedi.
“Gaz Maskeleri Çalışmıyordu…”
Arif Dudu, U3 bölgesinde çalıştığını, kimsenin kendilerine haber vermediğini söyledi. Vardiya bitiminde dumanla karşılaşmalarıyla birlikte durumu fark ettiklerini, 1. mekanizeye geçerek orada beklemeye başladıklarını, bir süre sonra kendisi dışında herkesin bayıldığını, ısınan gaz maskelerinin çalışmadığını belirtti.
Bir başka işçi ise, olay anında devlet kaçamağına girdiklerini, maskeleri takarak dışarıya çıkmaya çalıştıklarını ancak maskelerin çalışmadığını söyledi.
Orhan Turan, gaz maskesini sadece 10 dakika kullanabildiğini, sonra ısınmaya başladığını sonrasında maskeyi çıkardığını ve cebindeki falçata ile istim borusunu kesip oradan temiz hava alarak hayatta kaldığını söyledi.
“Eğitim yok… Tatbikat Yok…”
İşçiler, işe alınırken herhangi bir eğitim verilmediğini ancak eğitim aldıklarına dair kağıt imzalatıldığını dile getirdi. Bir başka işçi ise; verilen eğitimlerin yetersiz olduğunu, tatbikat yapılmadığını ifade etti.
İşçiler katliamın yaşandığı dakikaları ve sonrasını ise şöyle anlattı;
Fazıl Baraj, olayın olduğu gün A0 panosunda çalıştığını, saat 14.50’de işlerini bitirerek çıkmaya hazırlandıkları sırada elektriklerin kesildiğini, kapıyı açtıklarında dumanla karşılaştıklarını ve daha önce başlarına böyle bir şey gelmediği için ne yapacaklarını bilemediklerini söyledi.
Sadettin Özkoç, katliam günü en çok ölümün yaşandığı S3 panosunda çalıştığını, olay anında temiz hava geçen istim borusuna delik açarak hayatta kalmayı başardığını söyledi. Özkoç, yaşadıklarını anlatırken salonda bulunan madenci yakınları gözyaşlarını tutamadı. Eğer yaşam odası bulunsaydı tüm arkadaşlarının canlı kurtulabileceğini söyledi.
Dava Cuma sabahına ertelendi.