PASAPORTUMU ve SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜMÜ GERİ KAZANMAK İÇİN
SÜRESİZ AÇLIK GREVİNE BAŞLIYORUM!
2009 yılında Avusturya’ya geldim ve iltica başvurusunda bulundum. Bütün evraklarım, özgeçmişim ve hukuki durumum göz önünde bulundurularak mahkeme kararıyla 2010 yılında pasaport aldım.
Geçerlilik süresi 5 yıl olan pasaportun süresini uzatmak için 4 Mart 2015’te Yabancılar Polisi’ne başvurdum. Sormaya her gidişimde ‘başvuru çok fazla, yeterli personel yok, beklemelisiniz’ cevabı verildi. En sonunda 27 Mayıs 2015’te, soyut ifadelerle red cevabı verildi.
9 Haziran’da avukatımın yaptığı itiraza ‘Yurtdışına çıkışlarınız Avusturya Devleti’nin iç ve dış güvenliğini tehdit ediyor’ denilerek reddedildi. Gerçekle hiçbir ilgisi olmayan ciddiyetsiz cevap üzerine, 10 Ağustos günü Federal İdare Mahkemesi’ne başvurdum.
Öğrenebildiğim kadarıyla Avusturya’da ilk kez iltica pasaportu olan birisi böyle mağdur ediliyor. İdare mahkemesi aleyhimde karar verirse, benden sonra başka insanların durumuna emsal teşkil edeceği için başka ilticacılar da mağdur edilmemeli diye düşündüm. Ayrıca mahkeme kararıyla kazandığım hakkımın geri alınamayacağını düşündüğüm için eylem yaparak direnme kararı aldım.
21 Ağustos günü, Yabancılar Polisi-Pasaport Müdürlüğü önünde (Wasagasse ile Berggasse’nin kesiştiği köşe) oturma eylemine başladım. Her gün 10.00-18.00 saatleri arasında bildiri dağıtıyor, insanlara yaşadığım mağduriyeti anlatıyorum. Bu hukuksuzluğa karşı çıkmak için imza topluyorum. Pasaportumu ve seyahat özgürlüğümü geri istiyorum.
18 Eylül günü, eylemimi Parlamento binası önüne taşıdım, imza toplamayı burada da sürdürdüm. Ancak aradan aylar geçmesine rağmen Federal İdare Mahkemesi’nden bir cevap alamadım. 6 yıldır sessiz ve mütevazi bir hayat sürdüm. Ülkenin iç ve dış güvenliğini tehdit ettiğim gibi bir iddiayla suçlandığımı, ancak hakkımda tek bir gözaltı, soruşturma, tutuklama kararı olmadığını her bildirimde, İçişleri Bakanlığı önünde yaptığım açıklamalarda, imza istediğim her insana söyledim. Devletin hukuksuzluğunu teşhir ederek, bu kadar tehlikeliysem 6 yıldır hakkımda bir işlem yapmayarak suç mu işledi, benim suçlarıma göz mü yumdu diye sordum.
13 Ekim günü, direnişimin 54. günü, yöneticisi olduğum Anadolu Federasyonu binasına ve yöneticilerimizin evlerine (6 eve) polis baskını oldu. Ben de dahil olmak üzere 7 kişi gözaltına alındı. Küçük çocukların olduğu evlere köpeklerle girildi, 2 çocuğun başına silah dayanarak korkutuldu. 2004’ten beri yasal faaliyetlerini sürdüren kurumumuzun çalışmaları ve pasaportum için başlattığım direniş, İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla terörize edilmeye çalışıldı. Federasyon binamızın kapısı kırılarak içeri girildi, yasal dergiler, konser biletleri, tutsak fotoğrafları, pankartlar, kızıl bayraklar ve daha bir çok eşya kapıya getirilen kamyonete konularak götürülmüştür.
Avusturya Devleti’nin, bu gayrı meşru operasyonuna ve hukuksuz bir şekilde 8 aydır pasaportumun süresi uzatılmayarak seyahat hakkımın da gasp edilmesine karşı Süresiz Açlık grevine başlamaya karar verdim. Aradan geçen 8 ayda çok şey yaşadım, öğrendim. Televizyonlarda, yollarda ve Viyana’nın istasyonlarında milyonlarca insanın yabancının mağdur edilişini gördüm. Vatanlarında yaşam şansları kalmamış binlerce insanın, sadece yaşayabilmek için çocuklarıyla ölüm yolculuğuna çıkışını ve Avusturya’nın dört bir yanının toplama kampına çevrildiğini gördüm. 3 yaşında çocukların cenazesinin kıyıya vurduğunu gördüm.
Burgenland’da 71 kişinin ölümünün siyasi sorumlusu olan İçişleri Bakanlığı, kendisi halka hesap vermesi gerekirken yasal bir Federasyonun terörize edilmesi kararını vermiştir. İçişleri Bakanlığı, benim pasaport ve seyahat hakkımı engellemek yerine, Avusturya’da donma tehlikesi altında bulunan yüzlerce insanın temel ihtiyaçlarını karşılamalıdır.
– Pasaportumun ve seyahat özgürlüğümün iade edilmesi,
– Federasyon yöneticilerimiz hakkında açılan soruşturma derhal geri çekilmesi,
talebiyle Süresiz Açlık Grevi’ne başlıyorum.
20 Ekim günü, direnişimin 61. günü, aynı zamanda Süresiz Açlık Grevi’nin 1. günü olacaktır. Bu direniş; kazanılmış hakların geri alınmasına karşıdır. Bu direniş; bütün yabancıların, bütün ilticacıların, bütün göçmen örgütlerinin direnişidir. Herkesi düşünce ve örgütlenme özgürlüğünü savunmak için direnişimize destek vermeye çağırıyoruz.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI KEYFİLİĞE SON VERSİN!
ANADOLU FEDERASYONU ÜZERİNDEKİ BASKILARA SON!
PASAPORTUM ve SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜM DERHAL İADE EDİLSİN!
DÜŞÜNCE ve ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ ÜZERİNDEKİ BASKILARA SON VERİLSİN!
EVİN TİMTİK
E-Mail: evin.asylstreik@gmail.com
Tel: (+43) 681 106 362 51
Facebook: Evin Timtik