Gerçeğin Sesi Yürüyüş Dergisi Susturulamaz!
AKP faşizmi yeni hükümetiyle saldırılarına hız kesmeden devam ediyor. Son 1 yıl içerisinde üçüncü kez basılıp talan edilen Ozan Yayıncılık bürosunda AKP’nin katil polislerinin kırıp dökmediği şey kalmadı. Her gelişlerinde duvarları, bilgisayarları, şehit resimlerini tarumar eden katiller dün gece (25 Mayıs 2016) yine aynı vahşiliklerini sergilediler.
Faşizm gerçekleri yazanlara saldırmaktan bir an olsun geri durmuyor. Burjuva muhalif gazetelerden, köşe yazarlarından tutalım da devrimci basına kadar gerçeğe dair söz edenlerin hemen hepsini baskı altına alıyor. AKP’nin MİT ve yardım kuruluşları üzerinden IŞİD’e gönderdiği silahları gazetesinde belgeleriyle açıklayan Can Dündar ve Erdem Gül’ü hapse attıran faşizm, bununla da yetinmeyip adliye önünde silahlı saldırı örgütlemişti. Basına bireysel bir eylem olarak yansıtılan bu olaya dair gerçekleri görebilmek için Hrant Dink’in katledildiği süreç ve bugün ortaya çıkan gerçeklere bakmamız yeterli.(Hrant Dink’in bizzat devlet tarafından katledildiği deliller ortaya çıkmıştır)
Aylardır Kürdistan’da yürütülen katliamlarla ilgili gerçekleri halka ulaştıran Dicle Haber Ajansı çalışanlarını hapse atan, gözaltına alan, destek verenleri tehdit eden faşizm neredeyse tüm devrimci, demokrat, yurtsever haber sitelerini yasaklamıştır. İMC TV, Birgün Gazetesi, Özgür Gündem gibi yayın organları sansür, ceza, gözaltı, tutuklama gibi türlü baskılara maruz kalmaktadır.
AKP’nin istediği basın iki hafta önce PKK tarafından düşürülen ve görüntüleri yayınlanan Helikopter ile ilgili görüntülere rağmen Genelkurmay’ın “Helikopter teknik bir arızadan dolayı düştü” şeklinde verdiği bilgiyi haber yapan basındır. Bunun dışındaki hiçbir basına tahammülü kalmamıştır.
Yürüyüş Dergisi bir kesimin yeni yeni karşılaştığı bu baskıları yıllardır yaşamaktadır. İktidar ile çıkar ortaklığı bozulan ve faşizmin icazet sınırlarından çıkmayan kesimlerin yeni karşılaştıkları bu baskılar Yürüyüş Dergisi geleneğinin neredeyse her yıl, her iktidar döneminde kesintisiz yaşadığı baskılardır.
Yürüyüş dergisi okuyucusundan, kapı kapı gezen dağıtıcılarına, gece gündüz demeden dergiyi baskıya hazırlayan çalışanlarına kadar Mahir’in teslim olmama, uzlaşmama geleneğiyle şekillenmiş bir bilince sahiptir. Bu sebeple ne okuyucusu Yürüyüş Dergisinden vazgeçer, ne çalışanları. Yürüyüş Dergisine yapılan bu saldırıya karşı TAYAD’lı aileler olarak Yürüyüş Dergisi dağıtımını daha güçlü şekilde yapacak ve Yürüyüş Dergisinin aksamaması için her türlü desteği vereceğiz. Çünkü biz gerçeklere açız ve gerçekleri Yürüyüş Dergisinden takip ediyoruz.
Dün gece yapılan baskında gözaltında alınan Yürüyüş Dergisi emekçileri ve okurları derhal serbest bırakılmalıdır. Evlatlarımızın başına gelecek her şeyin hesabını TAYAD’lı Aileler olarak soracağız.
KAHROLSUN FAŞİZM!
GERÇEĞİN SESİ YÜRÜYÜŞ DERGİSİ HALKTIR SUSTURULAMAZ!
HALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ!
TAYAD’LI AİLELER